Huang Wenyuan, 1949'da Malezya'da doğdu ve atalarının evi Fujian, Minqing İlçesidir. Fujian Sanat ve El Sanatları Okulu'ndan (Fuzhou Üniversitesi Xiamen Sanat ve El Sanatları Koleji'nin selefi), Çin Sanatçılar Birliği'nin bir üyesi, ulusal bir birinci sınıf sanatçı, Fujian Sanatçılar Derneği'nin yönetici direktörü, Fujian Sanatçıları Derneği Peyzaj Resim Sanatı Komitesi ve Fujian'dan mezun oldu. Eyalet Siyasi Danışma Konferansı ressamı ve şu anda Fujian Sanming Resim ve Kaligrafi Akademisi dekanıdır. Sanatından bu yana kendini Çin manzara resimlerinin yanı sıra çiçek ve kuş resimlerinin yaratılmasına ve keşfine adadı.Son yıllarda yeşil manzara resimlerinde verimli sonuçlar elde etti.Çin Edebiyat ve Sanat Çevreleri Federasyonu, Çin Kültür Bakanlığı, Çin Sanatçılar Birliği ve Çin Ulusal Sanat Müzesi tarafından birçok şaheser sergilendi ve ödüllendirildi. Sergide, dünyanın her yerinden sanat galerileri, müzeler, kültür kurumları, koleksiyonerler ve profesyoneller tarafından toplanan birçok eser, kişisel sergiler ve ortak sergiler düzenlemek için Malezya, Hong Kong, Tayvan ve diğer yerlere davet edildi.
Min ve Qing Hanedanı'nın iki başkentinde vatandaşı olduğunu iddia eden Huang Wenyuan, Min Dağı'nın eteklerinde büyüyen orta yaşlı bir ressamdır.Yıllardır Min Dağı'nın derinliklerine giderek gerçekçi sahneleri kalem, mürekkep ve renge dönüştürerek resim yaratma konusunda gayretle ve ısrarla çalışmaktadır. Doğadan dönüştürülen kalem ve mürekkep renkleri kullanılarak alegorik anlamla üretilen eserler, Minshan yeşilliğinin kendine özgü stilini iyi ifade eden kalın ve kalın, puslu bulut ve mürekkep bakımından zengin resimlerdir. Huang Wenyuanın yeşil ve yeşil manzara resimleri, geleneksel manzara resimlerinden çok farklıdır. Geleneksel manzara resimleri, renkleri zenginleştirmek için ham tanıtım kullanırken tanıdık bir tanıtım kullanır. Her resmin küçük köprüleri, akan suları ve diğer insanların sahneleri vardır. Sanatsal anlayış ve ressamın algısı eriyip eriyor, kişinin duygularının ve doğal yaratımlarının tutkulu bir saplantı içinde kaynaştığını gösteriyor ve eserler zamanın özlü, zengin ve zarif atmosferiyle doludur.