Şu anda, evren anlayışımız esas olarak Einstein'ın dört temel doğal kuvvete dayanan genel görelilik teorisine dayanmaktadır: yerçekimi, elektromanyetik kuvvet, zayıf nükleer kuvvet ve güçlü nükleer kuvvet. Bu kuvvetler evrendeki her şeye hükmeder, böylece yıldızlar, gezegenler, organizmalar, moleküller ve hatta atomlar kendi kendilerine ayrılmasınlar, evrenin fiziksel kurallarının temel taşlarıdırlar.
Ancak son yıllarda, Beşinci Doğanın Temel Gücü hakkındaki teoriler gelip geçti ve eğer gerçekten varsa, bildiğimiz şekliyle evrenin çalışma şeklini bozabilir. Son zamanlarda, bazı bilim adamları bu beşinci kuvvetin var olup olmadığını test etmek için nihai yöntemi keşfettiler.
Doğanın dört temel kuvveti, parçacıkların ve maddenin davranışını tanımlamak için kullanılan fizik-fizikçilerin standart modelini korur. Güçlü nükleer kuvvet atom çekirdeklerini bir arada tutar, zayıf nükleer kuvvet bazı atomların radyoaktif bozulmasına neden olur, elektromanyetik kuvvet molekülleri birbirine bağlar ve yerçekimi gezegenlerin, yıldızların ve galaksilerin parçalanmasını engeller.
Bununla birlikte, bu dört temel kuvvetle ilgili sorun, Einstein'ın görelilik teorisinin doğmasından bu yana, bilim adamlarının Einstein'ın yerçekimi teorisinin de bazı boşluklara sahip olduğunu keşfetmeleridir. Bu dört kuvvet arasında yerçekimi, insanların nasıl yaratacağını ve kontrol edeceğini bilmediği son kuvvettir. Bu kuvvet, kontrol etmesi gereken her şeyi açıklamıyor: Gökbilimcilerin evrene ilişkin derinlemesine gözlemleri, evrenin çekim kuvvetinin tüm görünür maddelerinkinden daha fazla olduğunu keşfetti.
Şimdiye kadar bilim adamları bu boşluğu evrendeki görünmez bir karanlık madde olarak yorumladılar, ancak bilim adamları onun varlığını hiçbir zaman kanıtlayamadılar. Karanlık maddenin varlığına dair kanıt bulunmaması nedeniyle, bazı fizikçiler yerçekiminin doğanın temel güçlerinden uzaklaştırılması gerektiğine inanıyor. Bununla birlikte, bazı fizikçiler, evrende anlayışımızdaki boşluğu doldurabilecek beşinci bir temel doğa kuvveti olabileceğini öne sürdüler.
Son zamanlarda, bir araştırma ekibi Samanyolu'nun merkezindeki yıldızları takip eden beşinci kuvvet teorisi için nihai test yöntemini önerdi. Yerçekimi ve beşinci kuvvet hakkında net sonuçlar elde etmek için ölçümler yapmaya ve önümüzdeki yirmi yıl boyunca bu yıldızları takip etmeye başladılar.
Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi Galaktik Merkez Grubu'nun direktörü Profesör Andrea Ghez, "Einstein'ın teorisi yerçekimini iyi tanımlıyor, ancak bu teorinin boşluklara sahip olduğuna dair birçok kanıt var. Süper kütleli kara deliklerin varlığı bize şunu söylüyor: Evrenin nasıl çalıştığına dair güncel teoriler, bir kara deliğin ne olduğunu açıklamak için yeterli değil. "
Fizikçiler, galaksimizin merkezinde süper kütleli bir kara delik olduğuna ve onun yerçekimi etkisinin çok güçlü olduğuna ve beşinci kuvvetin işaretlerinin bulunmasını kolaylaştırdığına dikkat çekti. Ekip, 26.000 ışıkyılı uzaklıktaki galaktik merkezin ayrıntılarını yakalamak için Keck Gözlemevi'nin teleskopunu kullandı. Yer çekiminin yıldız hareketi üzerindeki doğrudan etkisini ölçmek için süper kütleli kara deliklere yakın yıldızların yörüngelerini takip edecekler.
Beşinci kuvvet yıldızların hareket şeklini etkiliyorsa, yönleri standart fiziksel modeller kullanan tahminlerden sapacaktır. Bilim insanları, galaktik merkez yıldızının hareketini 20 yıl üst üste izleyerek yerçekiminin etkisini gözlemleyebilecekler.
Profesör Ghez, yerçekiminin Einstein'ın genel görelilik teorisinden farklı bir şey tarafından yönlendirilmesi durumunda yıldızın yörüngesinin biraz değişeceğine dikkat çekti. Bu, güçlü bir yerçekimi alanındaki beşinci kuvvet teorisinin ilk testidir. Tarihsel olarak, bilim adamları beşinci kuvveti güneş sisteminin yerçekimi kuvvetini ölçerek tespit etmişlerdir, ancak güneş sisteminin yerçekimi alanı nispeten zayıf olduğu için sonuç elde etmek zordur.
Şu anda araştırma ekibi, S0-2 adlı bir yıldızın galaktik süper kütleli kara deliğe en yakın konuma seyahat edeceği ve en güçlü yerçekimi etkisini alacağı 2018 yazını dört gözle bekliyor. Şu anda, Einstein'ın kütleçekim teorisinin sapması maksimuma ulaşabilir ve bu, doğanın beşinci temel kuvvetinin varlığına dair net kanıtlar sunması beklenir.