Eski söz: "Ebeveynler burada, hayatta bir yer var" ve ikinci yarısı daha dokunaklı, ancak çok az biliniyor
Herkes ebeveynleri tarafından doğar ve büyütülür ve ebeveynleri için ayrılmaz bir duyguya sahip olmalıdır. Evden uzaklaşıp okula gittiğimde akrabalarım hakkında düşüncelerim vardı, yalnız yabancı bir ülkede dolaşıyordum, bazen kalbimi özledim, sadece ailemi arayıp sohbet edebildim, bu rahatladı. Aile sevgisini düşünüyorum. Ev nedir, ev ebeveyndir, aile. Ev, ailenin olduğu yerdir ve ailenin olmadığı yerde sadece evdir.
Pek çok insanın ebeveynlerine karşı derin duyguları olduğuna inanıyorum. Bu tür duyguları özellikle tanımlayan bir söz var: "Ebeveynler burada ve hayatta bir yer var." Bu cümlenin derin bir çağrışımı var ve kişinin köklerini ve umudunu dile getiriyor. Bir hayal edin, kim kendi başına bir kariyer yapmak istemez ve sonra anne babasını mutluluğun tadını çıkarmaya götürür?
Bu cümle kulağa çok dokunaklı gelse de, bu cümlenin ikinci yarısı çok heyecan verici. Cümlenin ikinci yarısı şudur: "Ebeveynler gider, hayat sadece geri dönüş yoludur." Bu cümle depresif bir duyguya sahiptir. Korkarım pek çok insan bunu hiç düşünmedi, sonuçta ebeveynler bizi terk edecek. İnsanın ölüm algısı kendini ilk düşünen olmalıdır, ölürse ailesi ve arkadaşları üzülür.Dünyada çok güzel manzara ve lezzetli yemekler vardır. Düşündükten sonra böyle bir fikir yok, hayat ne kadar güzel, mücadele edebilir ve eğlenebilirsin.
Ancak neredeyse çoğu insan, ebeveynlerinin gideceğini asla varsaymadı. Elbette bu kişi daha büyükse daha çok düşünebilir ve bu gerçeği kabul edebilir. Sevdiğim birini kaybetmek çok acı verici.Bazı arkadaşlarım sevdiklerini kaybetti. Onun üzüntüsü empati kurmamı zorlaştırdı ama yine de çok üzgündüm. Ne de olsa anne babanız sizi bu dünyada en çok seven insanlardır, size iyi davranırlar ve kimse onların yerini alamaz.
"Ebeveynler gider, hayata geri dönmenin tek yolu vardır" Bu cümle, geri dönüş yolunu vurgular Evet, ebeveynlerle bir yaşam, hayatın güzel bir ilk yarısıdır. Ailemi kaybettikten sonraki hayat, hayatımın zor bir ikinci yarısıdır.Birçok güzel şey gitti ve uzak anılar haline geldi. Bu hafıza, Zhu Ziqing'in "Baba" sı gibidir, portakal satın almak için zorlukla platforma tırmanır; bu hafıza, Long Yingtai'nin "İzlemesi" gibidir, bakışının en uzak ucunda, çocuk çok uzakta; bu hafıza üç fırça gibidir. Kırışıklıkları artan ebeveynler.
Şöyle bir söz vardır: "Ebeveynler bize büyümemize eşlik eder, biz de ebeveynlerimize yaşlanmaları için eşlik ederiz." Bu birbirini kollayan ve insanların içini çeken bir aile ilişkisidir. Herkes ebeveynlerin hayatının ve ebeveynlerin ümidinin devamıdır ve her ebeveyn, çocuklarının ve evlerinin köküdür.
Çin kültüründe, "evlada dindarlık" tavrına her zaman çok saygı duyulmuştur. Genelde "önce evlada dindarlık" olarak bilinir. Bir kişinin başarıya ulaşıp ulaşamayacağı ve karakterinin testi geçip geçemeyeceği, esas olarak ailesine karşı tutumuna ve ebeveynlerine karşı evlat olup olmamasına bağlıdır. Modern insanların aksine, birçok insan ebeveynlerine çok iyi davranmasına rağmen, çoğu maddi destekçidir ve ebeveynleriyle sohbet ederek ve hayatlarının geri kalanını onlarla geçirerek zaman geçirmezler. Bu aynı zamanda çaresiz bir hareket olsa da, sonuçta, modern yaşamdaki birçok insan hızlı bir yaşam temposuna sahiptir ve ebeveynlerine bakmak için çok az zaman vardır.
Ama her durumda, ebeveynler varoluşumuzun kökü, hayatımızın temeli ve asla unutulmaması gereken bir yuvadır. Bu yüzden ne kadar meşgul olursan ol, ana babanla daha çok zaman geçirmelisin. Sonuçta, bu ortak bir söz: "Anne babalar burada ve hayatta bir yer var. Anne babalar gittiğinde, hayata geri dönmenin sadece bir yolu var." Aşıklar, insanlar onları sever ve sonunda ebeveyn olacağız. (Belki bazı okuyucular zaten ebeveynlerdir ve bu duyguyu daha iyi anlayabilmelilerdir.) Birinin ebeveynlerine iyi davranmak, kendimize iyi davranmak anlamına gelir, çünkü evlatlık dindarlığı aktarılabilen bir ruhtur ve aynı zamanda sevginin mirasıdır, değil mi?