Siz de benzer bir deneyim yaşayıp yaşamadınız bilmiyorum: derin bir uykudan yeni uyandığınızda, etrafınızdaki dünyanın garip bir gerçekliksizlik duygusuna sahip olduğunu görürsünüz. Buzlu cam katmanıyla ayrılmak gibi.
Biri size şu anda söylese, o andaki duygu, tüm evrenin sadece bir bilgisayar simülasyon programı olduğu ve gerçek dünyanın tamamen kübitlerden oluştuğu konusunda korkunç bir gerçeği ima ediyorsa, ne düşünürdünüz?
Pek çok insan bunu imkansız bulur, ancak "simüle edilmiş evren" terimi kişisel bir hayal değildir. Stephen Baxter'ın bilimkurgu şaheseri olan "Ölümcül Temas", simüle edilmiş evrenin canlı ve canlı bir görüntüsüdür.
Biyoteknoloji üzerine bilim ve teknolojinin gelişmesi ve kuantum bilgisayarların güçlü algoritmalarıyla, sanal gerçeklik yakın gelecekte insanlar tarafından yönetilecektir. Şimdi gerçek durum, bilgisayarlarda "sanal insanlar" olabileceğimiz ve tasarımımızın ileri bir medeniyet olabileceğidir.
Daha da korkutucu olan, Google bilim adamı Ray Kurzweil'in, evrenimizin ileri düzey ortaokul öğrencilerinin ellerinde sadece bir simülasyon deneyi olabileceğine inanmasıdır. Bu sadece bir fikir olmasına rağmen, yine de ürkütücü. Belki de insan teknolojisi belirli bir seviyeye ulaştığında, bu nihai bilimsel soruların cevaplarını doğal olarak bilecektir.