17. yüzyılda bir gün, ünlü astronom ve fizikçi Galileo, Pisa Kulesi'nin tepesine tırmandı ve farklı boyutlarda iki nesne düşürdü. Teorisini kanıtlamaya çalıştı: Farklı ağırlıktaki iki nesne aynı hızda düşecek ve aynı anda yere varacak. Bu meşhur serbest düşüş deneyidir. Daha sonra Albert Einstein, görelilik teorisini güncelledi ve tamamladı: nesneler boyutlarına bakılmaksızın aynı hızda düşer.
Daha sonra, yeni bir araştırmaya dayanarak, bir grup bilim insanı Galileo ve Einstein'ın haklı olduğu sonucuna vardı: nesneler neredeyse aynı hızda alçalır. Bu sonuç, tıpkı Einsteinın görelilik teorisi gibi, defalarca teyit edildi. Ancak, bilim adamları hala bir yerde istisna olmadığına inanmıyorlar ve bu yasanın çiğneneceğine kesinlikle inanıyorlar. Bunun nedeni Bilim adamlarının evren anlayışlarında hâlâ tutarsızlıklar var. Şu anda, kuantum mekaniği ve genel görelilik, bugün tüm fiziğin iki temel teorisidir ve ikisi henüz birleşmemiştir. Daha da önemlisi, bilimsel teoriler evrenin esas olarak karanlık madde ve karanlık enerjiden oluştuğuna inanmasına rağmen, deneyler bu gizemli maddeyi tespit edemedi.
Bilim adamları, karanlık maddeli bir dünyada yaşarsak, etrafı göremediğimizi düşünürsek, nesnelerin hareketini etkileyebilir, bu etki "çok küçük" olsa da, hala var. Bu nedenle, bilim adamları test nesnesinin farklı hızlarda düştüğünü görürlerse, bu aslında karanlık maddeden etkilendiğimizin bir işareti olabilir.
Bu teoriyi daha da ispatlamak için bilim adamları bazı deneyler yaptılar. Araştırmacılar, biri titanyum diğeri platin olmak üzere iki silindirik nesneyi iç içe yerleştirdiler ve sonra bunları uyduya monte ettiler. Sonra yörüngedeki uydu doğal olarak "düşer" çünkü dış kuvvet yoktur. Silindirleri elektromanyetik bir alanda askıya aldılar ve bir seferde 100 ila 200 saat bıraktılar. Araştırmacıların, uydudaki silindirlerin konumunu korumak için uygulaması gereken kuvvetten, silindirlerin nasıl düştüğünü ve ne kadar hızlı düştüğünü çıkarabilirler.
Yeterince kesin, araştırma ekibi iki nesnenin neredeyse aynı hızda düştüğünü buldu, iki trilyonda birden daha az bir fark. Bu Galileo'nun haklı olduğunu gösterir. Daha da önemlisi, iki yıllık deneyde, nesneleri farklı zamanlarda düşürdüler ve aynı sonuçları aldılar, bu da Einstein'ın görelilik teorisinin de doğru olduğunu gösteriyor.
Bu inanılmaz doğruluk derecesini daha da iyileştirmek için, bilim adamları benzer deneyleri iki kat daha yüksek hassasiyetle gerçekleştirmek için birkaç yeni öneri öne sürdüler. Ek olarak, bazı fizikçiler rubidyum ve potasyum gibi farklı bireysel atom türlerini kullanarak en küçük ölçekte benzer deneyler yapmayı umuyorlar. Tabii ki, bu tür bir deney için gerekli olan teknik ekipman da çok yüksek ve sadece bir sonraki deneyi dört gözle bekleyebiliriz.