Kürt silahlı kuvvetlerinin hafif silahları
Orta Asya'daki diğer silahlı kuvvetlerle karşılaştırıldığında, Kürt silahlı kuvvetleri tarafından kullanılan silahlar ve teçhizat görece düzenli. Geleneksel silahlara ek olarak, ABD yapımı M16A4 tüfeği, FNFAL 50 tüfeği ve Glock tabanca gibi yalnızca tek tek ülkelere ait olan tipik teçhizatla da donatılmışlar. Amerikan "Hummer" cipi bile sıradışı değil.
Bu silahların kaynağına gelince, esas olarak sürekli yerel savaşlardan kaynaklanıyor, bu da Kürt halkının aktif ve yoğun olduğu bölgelerde çeşitli yer altı silah ticareti yerlerinin bulunmasını nispeten kolaylaştırıyor. Özellikle bazı güçlü yerel silahlı kuvvetler için, arkalarındaki suzerain devletinin sağladığı ekonomik yardım, subaylarının açgözlülüğünü her düzeyde tatmin edemediği için, suzerain devletinden taşınan birçok silah bu subaylar için nakit inek oldu. Ayrıca Kürt bölgesi, özellikle Irak'ın Kürt bölgesi önemli bir petrol üretim sahasıdır.Kürt silahlı kuvvetlerinin insan, para ve paraya sahip olduğu söylenebilir. Sonuç olarak, gelecekte bazı ekipmanların ambalajları bile açılmayacak ve uluslararası pazardaki fiyatın altında bir fiyata Kürt militanlara devredilecek.
Alman yapımı ekipman, inovasyon ararken istikrar sağlıyor
Satın alımların yanı sıra Kürt silahlı kuvvetleri de doğrudan yabancı teçhizat yardımını kabul ediyor. Örnek olarak Irak'taki Kürt güçlerini ele alalım. 2014'te 8.000 G-36 saldırı tüfeği, 40 MG3 genel makineli tüfek, 8.000 P-1 tabanca, 30 Milan tarzı tanksavar füzesi ve 200 Tekken 3 roketatar ile.
Kürt silahlı kuvvetlerinin hafif silahları
Bu teçhizatın alınması, Kürt silahlı kuvvetlerinin AK-47'nin konfigürasyonunu ekipman seviyesinden terk etmesine ve yenisinde istikrar aramasına neden oldu.Sadece savaş becerileri açısından rakipten daha iyi olmakla kalmıyor, aynı zamanda yüksek maliyet performansı ve silahlar peşinde koşuyor. Olgunluk ve kolay bakım. Örneğin, 1959'da Rheinmetall tarafından başarıyla başlatılan MG42 genel amaçlı makineli tüfek temelinde 40 MG3 genel amaçlı makineli tüfek geliştirildi. Federal Almanya Cumhuriyeti NATO'ya katıldıktan sonra, silah kalibresini birleştirmek için, MG42 makineli tüfeğinin orijinal 7,92 mm'si NATO standardı 7,62 mm olarak değiştirildi. İki tur iyileştirmeden sonra, nihayet 1968'de MG3 genel amaçlı makineli tüfek olarak sonlandırıldı. Alman MG3 genel amaçlı makineli tüfek, teknoloji açısından çok olgunlaşmış olup, tüm vücut parçaları damgalama işlemiyle geniş çapta işlenir ve punta kaynağı ve punta perçinleme işlemleri yaygın olarak kullanılır. Basit proses, kolay üretim ve düşük maliyet özelliklerine sahiptir.
MG3 genel amaçlı makineli tüfek, tasarım açısından, orta parçalar için bir kilitleme mekanizması ile kısa namlulu geri tepme çalışma prensibini benimser. Atış yaparken namlu geri tepmesini hızlandırmak için namlu ağzı retraktörünü kullanabilirsiniz. Namlu ve makineli tüfek geri çekildiğinde, alıcı üzerindeki şekilli plakanın kilit açma eğimi kilitleme silindirini içe doğru hareket etmeye zorlar.Bu sırada silindir makineli tüfek kamasının önünü sıkar. Makineli tüfek, silindirlerin iki ucu kilitleme destek yüzeyinden ayrılıncaya kadar gövdenin geri tepmesini hızlandırarak açılabilir. Kilitlendiğinde, burun kovana girdiğinde ve pozisyona geri dönmek üzereyken, kamanın ön eğimli yüzeyi, açma ve kapama işlevini gerçekleştirmek için makineli tüfek içindeki kilitleme silindirlerini kullanarak silindirlerin kapanmasını veya açılmasını sağlar.
MG3 genel maksat makineli tüfeğinin işleme teknolojisi çok karmaşık değil.Kürt bölgesindeki kullanıcıların kendi başlarına yapmaları zor olsa da genel bakımı hala sorun değil.Ayrıca Almanya'da üretilen silah ve teçhizat parçalarının genelleme oranı son derece yüksek. Batı duvarı yöntemi çok kullanışlıdır. Ayrıca yüksek seviye ve çift amaçlı kullanılabilir, NATO standartlarında mermi fırlatabilir, bakımı ve ikmali kolaydır.Bu nedenle Kürt silahlı kuvvetlerinde toplam MG3 genel makineli tüfek sayısı fazla olmamakla birlikte kullanım verimliliği çok yüksektir.
Kürt silahlı kuvvetlerinin genel seviyesi hakkında yorum yaptığımızda, bu, dünyanın büyük güçlerinin düzenli ordusunun standartlarıyla ölçülemez, ancak çevreleri bağlamında analiz edilmelidir. Kürt silahlı kuvvetlerinin eline geçen Alman silahları, çevredeki silahlı kuvvetlerle yapılan savaşta teçhizatlarını daha yüksek bir üstünlük seviyesine çıkardı. Sözde hava koruma yeteneklerinden yoksun olmasına rağmen, komşuları daha zayıf.
MG3 genel makineli tüfek
Ek olarak ABD ekipmanı
2016 yılında Kürt silahlı kuvvetleri, ABD'nin yardım ettiği 4.400 M-16A4 saldırı tüfeği, 186 M-240B makineli tüfek, 42 M2 ağır makineli tüfek, 113 Hummer askeri araç ve 36105 mm obüs aldı.
Amerikan M16 tüfeği, Amerika Birleşik Devletleri'nin 1950'lerde keşfetmeye başladığı yüksek güçlü ve küçük kalibreli tüfeğin bir ürünü olarak, ilk kullanımında karmaşık tasarımı nedeniyle bazı mekanik problemler ortaya çıkarsa da, ilk tasarımı değildi düşük. ABD Ordusu'nun ortaya koyduğu araştırma ve geliştirme gerekliliklerine göre, mühimmatla dolu haldeki toplam kütle 3 kilogramı geçmiyor, tek atış ve patlama yapabiliyor ve 400 metreden daha uzak mesafeden vücut zırhı ve çelik miğferleri delebiliyor olması gerekiyor. 1957'de, Amarite'nin tasarım planı ordu tarafından onaylandı. Mart 1958'in sonunda, AR-15 adlı 10 deneme silahı, Aberdeen Deneme Sahasında canlı mühimmatla test edildi ve çok tatmin edici sonuçlar elde etti. Yani Amerika Birleşik Devletleri Ordu Piyade Bürosu, halihazırda kullanılmakta olan M14 tüfeğini bu silahla değiştirmeyi önerdi ve daha sonra AR-15 tüfeği soğuk bölgelerde test edildi. Daha sonra, güçlü gerçek muharebe önemine sahip bazı detaylar geliştirildi.Gövde tasarımı güçlendirildikten sonra, su ile atış gerçekleştirebilir. Ek olarak, tetik korumasının boyutu, askerlerin eldiven giyerken atış yapmasına izin verecek şekilde ayarlandı.
1962'de ABD Hava Kuvvetleri ilk olarak 8500 AR-15 tüfek satın aldı ve o zamandan beri resmi olarak M16 tüfeğini seçti ve nihayet 1964'te orduyu resmi olarak donattı. Tasarım yapısı açısından, M16 tüfeğini oluşturan ana bileşenler dört bölümden oluşur: üst ve alt alıcı bileşenleri, cıvata hareketi ve çerçeve.
M16 tüfeği, çalışma prensibinde daha belirgin bir yenilikçi tasarıma sahiptir.Sıradan hava güdümlü tüfeklerden farklı olarak, bu tabancanın piston tertibatı ve gaz regülatörü yoktur ve hava yönlendirmeli çalışma prensiplerini benimser. Böyle bir tasarımın benimsenmesinden sonra, bir mermi ateşlendiğinde, barut gazı hava kılavuz deliğinden yüksek bir hızla hava kanalına girer ve doğrudan çerçeve ile tabanca arasındaki hava kılavuz odasına girer. Cıvata üzerindeki sızdırmazlık halkası, gaz odasındaki barut gazının ilerlemesini engeller, bu nedenle büyük miktarda kinetik enerji içeren gaz, makine çerçevesini geriye doğru iter. Makine çerçevesi öngörülen stroku tamamladıktan sonra, üzerindeki kilit açma helezonu, cıvata kilitleme kılavuz direği ile etkileşime girer, böylece cıvata kilidi açmak için sağa döndürülür ve ardından makine çerçevesi, geriye doğru hareket etmeye devam etmek için cıvatayı tahrik eder.
M16 tüfeğinin eleştirilmesinin nedeni, Vietnam'daki savaş alanındaki yüksek sıkışma oranı ve diğer eksikliklerdir. Ancak, iyileştirilmiş bir tasarımdan sonra 1967'de tamamlandı ve 1969'da ABD M16A1 tüfeği ile donatıldı. Güvenilirliği etkili bir şekilde artırıldı, bu nedenle Kürt silahlı kuvvetlerinin M16 tüfeği, uzun ömürlülük ve güvenilirlik açısından mükemmeldir.
M16 tüfek
Geliştirilmiş M16 tüfeği, aynı zamanda Kürt silahlı kuvvetleri tarafından alınan ana ekipman modeli olan M16A1 olarak adlandırıldı. M16A1 tüfeği, namlu ömrünü uzatmak için namlunun krom kaplama sürecini benimser. Bu, işleme ekipmanından yoksun Kürt silahlı kuvvetleri için çok önemli. Hizmet ömrünü uzatmaya devam etmek için, tabanca ayrıca geri dönüş yayı kılavuzunu bir redüktör olarak yeniden tasarladı, nihai etki, yangın oranını azaltmaktır. Ateş oranını düşürmek, savaş becerileri açısından çok çekici olmasa da, savaş alanında çok önemli bir işlevi vardır. Ateş hızıyla savaşmak istiyorsanız, bir hafif makineli tüfek en uygun olanıdır ve bir tüfek kullanımı kapsamlı bir performans, yani belirli bir yüksek ateş oranı ve yüksek doğruluk gerektirir ve ağırlık ve boyut için karşılık gelen gereksinimler vardır. Silahların ve teçhizatın geliştirilmesi sırasında, farklı göstergeler sıklıkla dalgalanır.Baş tasarımcı olarak, gelecekte silahın kullanılacağı savaş alanı ortamını doğru bir şekilde tahmin etmeli ve ardından göstergeleri bilimsel ve makul şekilde tahsis etmelidir.
M16A1 tüfeği geliştirildiğinde, ABD Ordusu'nun makineleşmesinin olgunlaşmaya başladığı ve bilgilendirmeye dönüşmeye başladığı bir dönemdi.Piyadelerin eşlik ettiği zırhlı araçların ateş gücü, bireysel ateş gücü seviyesini çok aştı. Bu nedenle, tüfeğin atış hızının önemi giderek zayıflıyor ve bir yandan ateş oranını düşürmek, bir yandan silahın hizmet ömrünü ve güvenilirliğini artırabilir, diğer yandan atış doğruluğunu artırabilir. Tüfek patlamaları kullanma deneyimine göre, farklı atış yöntemlerinde, hedefi etkili bir şekilde vurabilecek kısa süreli patlamalar kısa süreli patlamalardır.Askerler, silahın geri tepmesinden etkilenen ateş ederken namluyu hafifçe aşağı doğru bastırırlar. Namluyu yukarı kalkmaya zorlamak, bu nedenle ateşlenen birkaç mermiden en az bir atış hedefi vurmalıdır. Bu taktiksel özelliğe göre, daha sonra geliştirilen M16A2 tüfeği, yalnızca tek atış ve patlama yapmakla kalmaz, aynı zamanda üç atış da yapabilir.
Orta Doğu'daki savaşta rol oynamaya çok uygun hafif silahlar
M16A2 tüfeği 3 atış yaparken, tasarımcı namlu ağzı alev kesicisinin aşağıya doğru açılmasını da iptal etti.Bu tasarımın sağladığı etkinin iki önemli özelliği var: Birincisi, namluyu bir dereceye kadar zıplamasını engelleyebiliyor. 3 noktalı patlamanın yoğunluğunu daha da artırmak için yüzüstü pozisyonda çekim yaparken namludaki zemindeki tozu ortadan kaldırabilir. Ek olarak, alıcının sağ tarafındaki mermi fırlatma deliği yönünde bir mermi kılavuzu eklendi, böylece askerler artık toplu olarak ateş ederken soldaki yoldaşlarının mermileriyle yüzlerinden vurulmayacaklardı. Bu tasarımlar önemsiz görünebilir, ancak fiili muharebede apaçık uygulanabilirliği vardır Üstelik Kürt silahlı kuvvetleri için, asker eğitiminin bilimselliği hala yetersiz olduğundan, silah atışlarının yoğunluğu nispeten yüksektir. Savaş alanı çoğunlukla tozludur, bu nedenle yerdeki tozun mümkün olduğunca üstesinden gelinmesi gerekir. Ağır silahların yokluğundan dolayı, Kürt silahlı kuvvetlerinin komşu düşmanlarla etkileşimde bulunmasının ana yolu hafif silahlı kara savaşıdır, bu nedenle yoldaşları korumak için kalkanlar karmaşık değil, çok etkilidir.
ABD ordusu tarafından sağlanan silah ve teçhizatın Kürt silahlı kuvvetlerinin savaş etkinliklerini artırmasına açıkça yardımcı olduğu söylenebilir.
Batı ülkeleri tarafından desteklenen gerillalar
Kürt silahlı kuvvetleri bu silah ve teçhizatı elde edebiliyor, bir yandan çoğu Avrupa ve Amerika ülkeleri olmak üzere bu eski silahlar kullanımdan kaldırıldı, bir kısmı da yok olmanın eşiğinde ... Birkaç hurda demir para satmak yerine onları alıp bulmak daha iyi. Bazı zengin Kürtler bir miktar petrol alışverişinde bulundu. Dahası, Avrupa ve Amerika ülkeleri, Kürt silahlı kuvvetleri yetiştirme konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. 1980-1988 İran-Irak Savaşı ve 1991 Körfez Savaşı sırasında Irak'taki Kürtler Irak'ı terk etme fırsatını buldular, ancak Irak hükümet güçleri tarafından ciddi şekilde bastırıldılar. Mayıs 1991'de ABD, İngiltere ve diğer ülkeler Kürtleri korumak, Irak uçaklarının veya birliklerinin girmesini yasaklamak gerekçesiyle 36 derece kuzey enleminin kuzeyinde yaklaşık 44.000 kilometre karelik bir alana sahip bir "güvenli bölge" belirlediler. Irak hükümeti bu nedenle kuzey Kürt bölgelerinin kontrolünü kaybetti.
Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa'nın kuzey Irak'ta bir "güvenlik bölgesi" oluşturmasının ardından, "KDP" ve "Kurai Birliği" iktidarı paylaşmak için bir anlaşmaya vardı ve bir zamanlar Kuzey Irak'taki durum hafifledi. Bununla birlikte, 1994'ten bu yana, iki grup, eşit olmayan güç dağılımı nedeniyle defalarca silahlı çatışmalara girdi. Mayıs 1992'de "KDP" ve "Kurai Ligi" tarihin ilk seçimlerini yaptı, meclis Haziran ayında kuruldu ve hükümet Temmuz ayında kuruldu, ancak Irak merkezi hükümeti tarafından tanınmadı. Ocak 2001'de, iki taraf, karşı karşıya gelen güçlerin karşılıklı olarak azaltılması ve ulaşım kolaylığının sağlanması konusunda anlaşmalara vardı ve güvenlik işbirliğini güçlendirmek için ortak bir tebliğ imzaladı. Aynı yılın Kasım ayında Saddam, sorunu Kürtlerle diyalog yoluyla çözmek istediğini de ifade etti. "Ters Saddam" hareketinden bu yana, ABD umutlarını Kürtleri Saddam rejimini devirmeye yardım etmek için kullanmaya bağlıyor.
Kürt milleti askerdir
Kürt silahlı kuvvetleri ağır silah ve teçhizattan yoksun olmasına rağmen, büyük ülke ordularına karşı savaşmak zor ama çevredeki muhalifler de ağır silahlardan yoksun ve hafif silahların sayısı ve performansı Kürt silahlı kuvvetleri kadar iyi değil, ayrıca Kürt silahlı kuvvetleri çok sayıda silah kullanıyor. On yıllar önce Avrupa ve Amerika ülkelerinde geliştirilen ekipman nispeten düşük işleme karmaşıklığına ve bakım zorluğuna sahiptir ve tüketilmesi kolay bazı parçalar bile sivil fabrikalarda üretilebilir. Dolayısıyla Kürtlerin kullandığı silah ve teçhizatın performans göstergeleri artık birinci sınıf olmamakla birlikte, bu tür harp ortamında basit şartlarla kullanıma uygun olup, yüksek hassasiyetli silahlardan çok muharebe ortamına uyum sağlayabilme özelliklerini göstermektedir. Ulusal renkteki silahlı kuvvetler söz konusu olduğunda, tüm insanların asker ve halk savaşı olarak izledikleri yol, gerçek ortamlarına daha uygundur.Bu nedenle, çok sayıda bakımı kolay, düşük maliyetli ve güvenilir silahlar bu ordu için en uygun ana teçhizattır.
Kürt silahlı kuvvetlerinin bakış açısına göre, büyük ölçekli teknik teçhizat eksikliği nedeniyle, ordu dışında, yerel seyrek nüfuslu doğal çevre ve aynı zamanda teknik teçhizattan yoksun olan savaşan muhalifler ile birlikte neredeyse hiç başka silah yok. Silah ve teçhizattan personel bileşimine kadar, daha çok yerel halkın nefsi müdafaa gücü gibidir. Belli büyüklükte bir gerillanın varlığı, birkaç faktörün ortak hareketini gerektirir. Dış faktörler açısından bakıldığında, çevredeki güçlerin kaotik durumunu ve uluslararası toplumun desteğini gerektiriyor Kürt silahlı kuvvetleri ikisine de sahip. İç etkenler açısından örgütlenme ve devrimci bir program olmalı, Kürt silahlı kuvvetleri için örgüt aynı millete dayanmaktadır, bu doğuştan gelen ve yeri doldurulamaz bir etken. Ve devrimci program, bu milletin geçmişte sakat bırakılma sürecinde ve silahlı ayrılıkta ısrar etme sürecinde kademeli olarak biriktirilir ve şekillendirilir.
Feragatname: Bu makale 2018 yılında "Military Digest" dergisinde yayımlanan ilk dördü, yazar: Liu Xiaofeng. Yeniden yazdırmanız gerekirse, lütfen "" Askeri Özet "den yeniden yazdırıldı" seçeneğini belirttiğinizden emin olun.
