ben bir canavarım Yalnız dünyada yalnız yürüyorum
Bana eşlik et Sadece yeryüzündeki yansımam
Rüyamda kırmızılı gelini arıyorum Rüzgar uzun saçlarını kaldırıyor Güzellikte yürüyorsun Ayağımın altındaki her çiçek Mütevazı beklentim
Çobana yönünü sordum Altın su gölüne işaret etti Geride bıraktığın şeyin bu olduğunu söyledim
Dağı takip ediyorum İç çekişler uzun bulutlara dönüştü Muhteşem gökyüzünü kapladı
Bekliyorum Düşünceleri sodalı suya atmak Sakin suyu rahatsız etti
Dağın üstündeyim Yuvarlanan yeşil tepeler uzun yeşil ipeğe dönüşüyor Rüyadaki dalgalara musallat oldum
Tepeyi geçiyorum İleri doğru sendeledim Kayalarda kan lekeleri var
Dokuz viraj ve on sekiz viraj Endişeyi çözemiyorum Uzaklara uzanan benim düşüncem
Ve çok uzakta Mesafe senin parlak vücudun Sıcaklığın bir balık gibi yüzüyor seni anlıyorum
Sessizce bakıyorsun Derin rıza Su tarafında bekliyorum Zamanın akıp gitmesine izin ver Islak etek köşesi
sonunda Dünyanın sonunda seni buldum Sana gözyaşlarıyla bakıyorum
Yüzümü yüzünle ovuyorsun Gözyaşlarımı sil Bana usulca söyle Aslında hiç uzak kalmadın
Beni öptün Zaman burada durur Evren burada yoğunlaşıyor
dünyamız Küçük ama zengin Sessiz ve heyecan verici Bu cennet
Aklımız Basit ve güzel Nazik ve yok edilemez Bu melek
Seyahatin anlamı bir varış noktası bulmaksa O zaman sen benim nihai hedefimsin Işığımsın Beni aydınlatıyorsun
Sen benim kelebeğimsin Benim dünyam rengarenk Kalbimi özgür bırak (Fotoğraf: Ye Mei / Metin: Su Canavarı) -------------------------------------------------- -------------------------------------------------- ----- Renkli altın sonbahar
Hemu Geç Sonbahar Hiçbir kelime Orman boyandı Hafif dolaşma Hayaleti bırak
Sisli Birdsong henüz uyanmadı Gökyüzünde karalanmış birkaç sessizlik Bu sezon için kalın bir beyaz bıraktı
Gerçekten uzun bir ıslık çalmak istiyorum Vahşi doğanın yankılanmasına izin ver Ama şok olmaktan korkuyorum Burada huzura ait olmaya mahkum
Birkaç vuruş Bir rüya gibi Gu Nian Sanqiu Sonbaharın düğün ziyafeti için kim üzgün
Sonbahardan sonra düşen yapraklar Tagore'un "Asuka" sına düşüyorum Dünyanın bir yer imi gibi Solma ve ölüm değil Ama sessiz ve güzel bir duruş
Rüya Uzak bir yer var Orada bir nehir var Nehir kenarında bir Zen adamı var Ding Nine Ölümüne ve Ölümsüzlüğe Giriş
orada Boş ruh sadece hareket ediyor Sessiz sabah Frost Beyaz Kasvetli ama ıssız değil
Muhteşem ve sessiz Zaman sessizce akıyor Asla geri dönme Burada bahar ne zaman çiçek açar
Sadece git Hayattaki en güzel lüks Ayrıca en parlak özgürlük En güzel Taze giysiler kızgın at Adım adım
Yüzünü gökyüzüne Perde yıldızlarla dolu Ulaşılabilecek gibi görünüyor Yüksek sesle konuşmaya cesaret etme Dehşet verici gece Ağaçtan daha yüksek bir bulut Çiçekten daha alçak bir dere
Dünya sessiz Yarım gün gün batımı Bir karmaşa içinde kırıldı Birkaç sarı bitki rüzgarı dinleyerek yaşlanır Hiçbir kelime Düşünceler zamanla zayıf Yavaşça çiğneyin
Karahindiba Kendi dünyamda dolaşıyorum Sessizce bekle Çarpık bir zihnin içinde oturup bekliyor Ölü yapraklardan mavi bir kuşun uçmasını bekliyorum İlk çeyrek ve son çeyreğin tekrar buluşmasını bekliyorum Acı içinde mayalanmak için "beklemeyi" bekliyorum Birgün Ay dolduğunda
Çiçekli kapitone ceket Pot kapak başlığı Sümük kabuğu Temiz gözler Kuru yanaklar Ve aptalca bir gülümseme İlk kez görüşürüz Herhangi bir karmaşıklık donuk ve renksiz olacak şekilde fermente edilir İnsanlara sadece sonbaharı unutmayı öğret
Sanki birisi böyle Gözler kapalı Alacakaranlığı koklamak Su kadar temiz nefes al
Aynen böyle Dağ fakirleşene kadar Akşama kadar yürüyün Zaman soyut bir kavrama dönüşüyor Sonbahardan sonra kamış çiçeği Kaşlarımın üzerinden alçaktan uç
Güneş ışını Bu sessiz bir şiir Boyama biraz sessiz Rahatsız değil Dünyada değil Kırmızı Aşk Burada rüyalar kırıldı (Fotoğraf: Ye Mei / Metin: Mo Xuan)