Temmuz ayında Panzhihua'da yağmur yağdığında yağmur yağacağını söyleyerek giderek daha çok bir çocuk gibi oldu ve bu süreksizlik bizi hep aylak olmayan eşekler gibi kaşındırıyor. Arkadaşlarımın yumuşak ve sert ıslanmasına dayanamadığımdan, fakir bir adam olduğum için önderlik etmekten başka çarem yoktu ve bu tanıdık cenneti bir kez daha ziyaret ettim. Karakter yeniden ortaya çıktı, Malu Köyü'nde yağmurun ardından bulutlar dumanı tütüyordu, bulutlar dumanı tütüyordu ve bir peri ülkesi gibi görünüyordu ve bu güzellik kabul edilemezdi.
Dağın dibinden tepesine, sertten inceye, hayvanlardan bitkilere kadar Malu Köyü'nün güzelliği her yerde saf besinlerle ıslatılır. Yeşil çayırlar kırmızı ve yeşille kaplıdır, sığırlar, koyunlar ve atlar yavaş koşar, kuşlar özgürce uçar ve zaten tanıdığımız köpekler, koştuktan sonra Sahuan. Ruhani dağlar ve vahşi bölgeler, tüm mutlu çağrıları yansıtır, Malu Köyü! Yaz ortası bahar gibi!
Maluzhai, en basit güzelliğiyle ziyaret eden her arkadaşına her zaman bulaşır ve arkadaşları da dört mevsimi kaydetmek için en otantik kelimeleri ve görüntüleri kullanır. Derinliklerdeki uzak ve uzak dağlar, birçok arkadaşın akın ettiği saf bir diyara dönüştü. Maluzhai, sadelik ve güzellik ayetlerine gerçekle cevap verdi. Güneşin altında gördüğüm şey, kısırlık korkusu olmadan çiçek açan muhteşem bir hayattı, oh! Maluzhai, yazın çok güzel!
Bunu yazarken aniden Malu Köyü'ne ilk geldiğimde "Kocaman ve Hao Ertan, uçsuz bucaksız dağlar, bulutlar, yeşil çimen ve mavi gökyüzü, sıcacık inekler ve koyunlar, çiçekler ve bitkiler ..." diye iltifat eden yazıyı hatırladım. Duygu dolu ...
Malu Köyü'nün bahardaki canlılığını, gelişen ve müreffeh yazları, sonbaharın dolgunluğunu ve kutsal ve kutsal kışı anlatmak için çoğu zaman kelimeler kullanılamaz. Tam açmış kır çiçekleri, mutlu sığır ve koyunlar ve puslu ruhlarımızı döven kusursuz berrak su gibi. Hayat basit, neden arzu uçurumuna düşüp utanmalısın?
"Ufuktan saf beyaz bir bulut süzülüyor. Keşke onu koparıp bu topraklara versem. Malu Köyü! Cennetim, hayalim ..."