Zaman su gibidir, her zaman sessiz, iyiyseniz güneşli olacaktır.
Bazen ruh hali ağaç gibidir, mutluluk düz gövdedir, sonbahar geldiğinde mutlu dallar titrediğinde solmuş sarı yapraklar ve hüzünlü bulutlar yükselir.
İnsanın özü, yemyeşil ormanda bir ağaç gibidir, birçok insanın boşlukları arasında durur, ancak her an çok yalnız olduğunuzu acı içinde hissedeceksiniz.
Hayat bir bardak sudan ibaretse, acı suya düşen kumdur. Hiç kimsenin hayatı her zaman mutlulukla dolu değildir ve her zaman kalbimize eziyet edecek bazı acılar vardır. Sakinleşmeyi ve acıyı yavaşça dindirmeyi seçebiliriz.
Hayatın mutluluğu, almak ve bırakmakta yatar. Yaşam kalitesi içerik ve birikimde yatar. Hayatın amacı ilerlemek ve aynı zamanda dönmektir.
İki kişi uzun süre anlaşırsa, açıklanamaz zımni bir anlayışa ulaşacaklardır, örneğin: beni görmezden gelirseniz, sizi görmezden geleceğim. Bazen amnezi en iyi rahatlamadır. Sessizlik en iyi anlatmadır.
Sen gitmezsen, kesinlikle terk etmeyeceğim!
Mutluluk aslında düşündüğümüzden çok daha basit. Sorun şu ki, tüm karmaşık talihsizlikleri keşif deneyimine götürmezsek, güreşilmesi gereken tüm şelaleleri atmayız ve tüm dağlara tırmanmayız. Dağın eteğindeki hurma büyüklüğündeki ağacın gölgesinde mutluluk olduğuna inanmak imkansız.