Ertesi gün Kanas'a doğru yola çıktım Yoldaki manzara çok güzeldi. Elimde bir Nikon kart makinesi tuttuğum yılı düşündüm ve hiçbir şey anlamadım. Yatay portre otomatik modunda olurdum. Kaka ", şimdi bu fotoğraflara dönüp bakıyorum ve" cahil insanlar korkusuzdur "a hayranım.
Öğlen, Kanas'ta meşhur bir manzara noktası olan Wolong Koyu'na vardık ve su bir yeşim taşı kadar yeşildi.
Moon Bay, Wolong Körfezi'nden uzak değildir ve aynı zamanda Kanas'ın bir sembolüdür. Göl koyunda ayak izi gibi görünen yeşil çimenlere dikkat edin, bu ayak izi ile ilgili hikayeler de var.
Kısa süre sonra bir huş ormanına girdim.
Beyaz huş ormanını terk ederek, küçük Baihaba köyünde uzun süre dolaştım, sınır kapısının gezi için sınır hattına bırakılmasını bekledim. Baihaba Köyü, Tuva halkının hakim olduğu küçük bir köydür, sessiz ve huzurludur.
Beyaz Haba, Kazakistan ile sınır komşusudur ve ulusal savunma otoyollarıyla birbirine bağlıdır. Sınırın yamacında duran buradaki manzara daha geniş. Uzakta dağlarla çevrili bir sınır nehri, bir tahta parçasının arasından kıvrılır ...
Baihaba Köyü'nden ayrıldıktan sonra bu gece kaldığım Kanas Manzara Bölgesi'ndeki kulübeye gittim, yolda birkaç fotoğraf daha çektim ki bu hatırlanmaya değer.
Üçüncü gün bugün Kanas'ta oynamaya devam edin. İlk önce, Kanas Gölü'ne bakabileceğiniz Guanyu Pavilion dağına çıkın. Dağın tepesinden görkemli ve heybetli karla kaplı dağlar var, Kanas Gölü dağları saran zümrüt yeşili bir ipek gibi, bu manzara biraz Tibet'in Yamdrok Gölü'ne benziyor. Guanyu Köşkü gittiğimizde yapım aşamasındaydı, bu yüzden sadece dağın ortasına yürüdük ve sonra başka bir yoldan geldik.
Dağdan inerken yarım saatten fazla göl kenarındaki ahşap tahta yolda yavaşça yürüdüm bu arada hava açık ve hava temiz.Park yolun her iki yanındaki ağaçlar yoğun, yapraklar sarı, sarı, yeşil ve renkli Böyle bir yolda yürümek gerçekten keyifli. Son derece.
Yarın, başka bir güzel köye-Hemu'ya gideceğim.