"Karda Avcı" Peter Bruegel
Kar sahnesini resmeden Tarzan figürü, Flaman ressam Peter Bruegel'dir. Kar sahnelerini boyamada temel bir zorluk vardır, yani karı boyarken, insanlara "üşüme" hissi verebilen karın derinliğini, dokusunu ve soğukluk hissini önermeniz gerekir.
Rönesans döneminin ustaları festivalleri veya şiirsel temaları sevmeyebilir, bu nedenle kardan adamlar ve ipeksi kar taneleri eserlerinde görünmez.
Tablonun köşesinde, birkaç avcı gün boyunca av hasadını taşıyarak geri dönüyor (sadece bir tavşan yakalamak Noel'i geçiremez). Tablodaki insanlar çok avlanmak zorunda oldukları için bitkin düşmüşlerdir, ancak avcıların aksine neşeli patenciler vardır. Tabloda insanlar karda yürürken arkalarında ayak izleri bırakarak kışın insanların taşıdığı baskı ve beklentileri gösteriyor.
İlginçtir ki, sanat tarihinin en ünlü kar sahnesi üzücü bir resimdir, ama aynı zamanda gerçeği de içerir. Çünkü kışın acı soğuk vardır ve kimse bu soğuğu sevmez.
"Küçük Montrouge Bloğunda Kar" - Edward Manet
Bir şehir kar yağdığında, her zaman mükemmel bir kar manzarası değildir; Fransız ressam Manet'in resmi gerçek bir kar sahnesini gösterir. Büyük beyaz sivri uçtan ve koyu kahverengi köşegeninden bakıldığında, burası Fransa'nın Paris kentindeki Petite Montrouge mahallesidir, kirli karla kaplı ve gri bir gökyüzü ile örtülmüştür. Manet bir şeyleri asla güzelleştirmeyecek, ancak bu tablo kar saflığı ve huzurun sembolünden kaçınıyor ve bunun yerine aşırı hava koşullarının neden olduğu sorunlara odaklanıyor.
"Paddle Steamer Kalkıyor" Turner
Efsaneye göre Turner, bu tablonun yapımını tamamlamak için kar fırtınasında birkaç saat kendini bir geminin direğine bağlamış ve bu söylenti doğru olmasa da bu büyük ressamı da eklemiştir. Gizemden.
Bir yandan çarklı vapur şiddetli bir fırtınada sallanıyor. Şiddetli kar fırtınasında kar ve deniz birleşiyor. Turner, doğanın sonsuz gücünü son derece iyi resmedebilir. Bu resimde çarklı vapur bizi cezbediyor, büyük bir girdapta çok küçük ve alçakgönüllü görünüyor ... Bunun insanın doğayı alt etmek için boşuna bir girişim olduğunu hayal edebiliyoruz.
John Nash'den "Warmingfield'da Kar Eriyik Manzarası"
John Nash, sanatçı Paul Nash'in küçük kardeşidir, ancak ilki ikincisi kadar ünlü değildir. Ağabeyi yeni heyecan verici zorluklar aramaya başladığında, Xiao Nash hala iyi olduğu Doğu Anglia manzara resim okuluna yerleşiyordu.
Bu tabloda tarlalarda benekli kar izleri var, bu çok tipik bir İngiliz sahne resmidir ve baharın kıştan daha güzel olduğu. Karın bıraktığı izler bir nevi umut pınarının gelmekte olduğunu ve doğanın yeni bir canlılık ile ışıldadığını temsil ediyor. Bu bize her şeyin geçeceğini ancak bazı şeylerin değişmediğini hatırlatır.
"Karda Saman Yığınları" Franz Mark
Franz Mark, Alman Ekspresyonist hareketinin önemli bir üyesidir. Sık sık hayvanları boyar, bu yüzden bu resim çok nadirdir. Eserleri parlak ana renklerin kullanımıyla karakterize edilir ve nesnelerin şekilleri Kandinsky ve Matisse'i anımsatan Kübizm'e benzer. Kalemindeki nesnelerin çok basit şekilleri var, ancak basit turuncu, kırmızı ve yeşilden oluşan bu saman yığınları resminde bile güçlü duygular içeriyorlar.
Mark, çeşitli renklere duygular ve amaçlar verir.Kırmızı esas olarak şiddeti ifade etse de, bu karla kaplı samanlıklar, pudra şekeri serpilmiş bir kase armut gibi çok saf görünür. Resmin tamamı çok nazik, ancak karın üstü mevsimlerin değişimini gösteriyor ve aynı zamanda insanların bu tür değişiklikleri kabul etmek istemediklerini de gösteriyor. Eski sözler iyi gider, "Çimlerin üzerinde güneşlenmek için güneşten yararlanmalısın." Ama aslında her zaman güzel günleri özleriz. Saman yığınları her zaman karla kaplıdır. Islak samanlık da can sıkıcı.