Trump'ın küresel ekonomik iyileşme hızı üzerindeki kısıtlamaları, altın ve petrol piyasalarının zayıflığının arkasındaki gerçek suçlu olabilir.
2018, küresel ekonomik toparlanma yılı olarak kabul ediliyor. 2018 yılının en azından ilk yarısında piyasa bu görüş üzerinde fikir birliğine vardı. Son 10 yılda subprime mortgage kriziyle aynı zamana denk gelen küresel ekonomi, ılımlı toparlanma belirtileri göstermiş, gelişmiş ülkelerin ekonomik büyümesi beklentileri aşarak küresel ekonominin büyümesini etkin bir şekilde yönlendirmiştir.
Örneğin 2018'in ilk yarısında Amerika Birleşik Devletleri'ndeki işsizlik oranı on yılların en düşük seviyesini oluşturdu ve iş sayısı ilk kez çalışan sayısını aştı.Aynı zamanda Trump'ın vergi indirimleri ile desteklenen ABD GSYİH'sinin 2018'deki ortalama büyüme oranının% 3'ü aşması bekleniyor. .
Japonya ekonomisi de önemli bir gelişme kaydetti. Şubat 2018 itibarıyla, Japonyanın GSYİHsi, arka arkaya sekiz ay boyunca 30 yılda en uzun art arda ekonomik büyüme rekorunu kırdı. Aynı zamanda Japonya Merkez Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, 2 Martta, Japonya'nın enflasyon oranı% 2 hedefine ulaşabilirse, Japonya Merkez Bankası parasal teşvik planından çekilebilir.
AB'de enflasyonun kademeli olarak% 1,5 darboğazı aşarak% 2 hedefine yaklaşmaya başladığı Mayıs toplantısında Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi, Haziran ayında ve aynı zamanda Temmuz ayında tahvil alımlarını daha da azaltacağını belirtti. Toplantı, Avrupa'nın çıkış gevşemesini bir an önce gerçekleştirmek için, gevşemeden çıkma stratejisini aşamalı olarak tartışmaya başladı.
Gelişmiş ekonomilerin olağanüstü performansı, gelişmekte olan piyasa ülkelerinin ekonomik toparlanmasına da yol açtı.Bunun en bariz tezahürü, ham petrole olan talebin artması ve gelişmekte olan ekonomilerden ihracatın sürekli artmasıdır. Veriler, küresel ham petrol talebinin 2018'de 1,4 milyon varil artmasının beklendiğini gösteriyor. / Gün, aynı zamanda E11 (Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Güney Kore, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan, Güney Afrika ve Türkiye) G20'deki 11 yükselen ekonomiye atıfta bulunarak) ekonomik büyüme önemli ölçüde artmıştır. Genel eğilim pozitif ve dünya ekonomik büyüme oranından% 1,4 daha yüksek olması bekleniyor.
Bununla birlikte, Amerika Birleşik Devletleri'nin dünya çapında çelik ve alüminyuma gümrük vergisi koymasıyla, dünya çapında ticaret sürtüşmelerini tetikledi ve otomobil tarifelerinin toplanması, dünyayı ticaret anlaşmazlıkları batağına daha da sürükledi. Aynı zamanda ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesi ve derin ekonomik krizde olan Venezuela'ya yaptırımlar uygulanması petrol fiyatlarının yükselmesine, özellikle de gelişmekte olan ülke ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede şiddetli enflasyona yol açarak yükselen piyasa para birimlerinde ani bir değer kaybına yol açtı. Şiddetli ekonomik ve sosyal kriz, başlangıçta elverişli olan ekonomik durumun yeniden gölgelenmesine neden oldu.
IMF, küresel ekonomik iyileşmeyi engelleyen ticaret sürtüşmeleri konusunda uyardı
Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yayınlanan en son Dünya Ekonomik Görünüm raporu, kısa süre önce beklenen dünya ekonomik büyüme oranını önümüzdeki iki yıl için% 3,9'da tuttu, ancak küresel ticaret gerilimlerinin yoğunlaşması konusunda uyardı ve ticaret sürtüşmelerinin dünyanın ekonomik büyümesinin karşı karşıya olduğu bir durum haline geldiğini belirtti. En büyük tehditlerden biri.
Rapor, küresel ticaretin şu anda bir gerilim halinde olduğuna ve bazı gelişmiş ekonomilerin küresel ekonomik entegrasyona desteğinin azalmaya devam ettiğine dikkat çekti ve bu da dünya ekonomik kalkınma beklentilerine gölge düşürüyor. IMF, ticaret korumacılarının küresel ekonomik büyümeyi engellemenin anahtarı olduğunu vurguluyor.
IMF ayrıca uluslararası ticaret gerilimlerinin ve jeopolitik meselelerin gelişmekte olan ekonomilerde olası çatışmaları tetikleyebileceği konusunda uyardı. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki işsizlik oranının% 4'ün altına düşmesi ve Merkez Bankası'nın faiz oranını artırması gibi faktörler döviz kurunda dalgalanmalara neden olabilir, uluslararası yatırımcıları yatırım portföylerini düzenlemeye sevk edebilir ve gelişmekte olan ülkelere sermaye akışı daha da azalacaktır.
IMF, Çin ile ABD arasındaki ticaret sürtüşmesinin önemli bir etkisinin olmayacağını öngörüyor. 2018'de ABD ekonomik büyüme oranı% 3'ün biraz altında,% 2,9 civarında kalacak. Ancak IMF baş ekonomisti Morris Obsfield, mevcut ticari gerilimlerin daha da artma riskinin yakın gelecekte küresel ekonomik büyümenin önündeki en büyük tehdit olduğu uyarısında bulundu.Ülkeler arasındaki gümrük vergisi anlaşmazlıkları devam ederse, 2020'deki küresel ekonomik büyüme etkilenebilir. İkiye bölün.
G20 zirvesi, ABD ticaret politikasının değişmemesi konusunda ısrar edebilir
Amerika Birleşik Devletleri dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden kapsamlı vergiler aldığından, neredeyse her uluslararası konferans, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler için ticaret konularını tartışmak için bir savaş alanı haline geldi.
Daha önce G7 zirvesinde, G6 ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri ticaret anlaşmazlıkları konusunda bir tartışma yaptı. Sonraki NATO zirvesinde Trump, NATO ülkelerinin askeri harcamaların tamamını ödeyebileceğini açıkça umuyor, ancak aslında askeri harcama meselesini, ticaret meselelerinin üstesinden gelebilmek için başta Almanya tarafından temsil edilen Avrupa Birliği olmak üzere ülkelere baskı yapmak için kullanmak istiyor. Ödün vermek.
21-22 Temmuz tarihleri arasında Arjantin'de düzenlenen G20 zirvesi ile organizatörler, ticaret savaşının olumsuz etkilerini tartışacaklarını söylediler. Zirve, nihai zirve belgesine dahil edilmesi mümkün olmayacak olsa da, uluslararası ticaret ve yatırımın ekonomik büyüme, üretkenlik, yenilikçilik, istihdam yaratma ve kalkınma için önemli motorlar olduğunu tekrar tekrar vurgulayacak.
Mart ayında, ticaret durumunun henüz mayalanmadığı G20 zirvesi, güçlü temellerin, sağlam politikaların ve esnek bir uluslararası para sisteminin döviz kuru istikrarı için gerekli olduğunu ve güçlü ve sürdürülebilir ekonomik büyüme ve yatırım için yardımcı olduğunu vurguladı. , Hamburg G20 zirvesinde varılan ticaret sonucunu yeniden teyit ederek, daha fazla diyalog ve eylem ihtiyacını kabul ederek ve ticaretin ekonomiye katkısını güçlendirmek için çalışıyoruz.
Ancak sadece 4 ay sonra, ticarete katkıyı güçlendirme konusu ticaret savaşının olumsuz etkisini hafifletmeye başladı.
Tüm ülkelerin ticaret konularında Amerika Birleşik Devletleri'ne baskı yapması bekleniyor, ancak ABD'nin son dönemdeki pozisyonuna bakılırsa, Birleşik Devletler sert bir tavırla karşılık verecek.
ABD Hazine Bakanı Mnuchin, Mart ayındaki G20 maliye bakanları toplantısında, ABD'nin küresel ticaret sisteminin işleyişi için kendi çıkarlarını feda etmeyeceğini açıkça belirtti.
G20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanlarının bu toplantısına gelince, Mnuchin Çin ile tek başına görüşmedi. Buna ek olarak, Başkan Yardımcısı Pence de geçtiğimiz günlerde ticaret savaşıyla ilgili olarak başkanın ticaret politikasını koruyacak nadir bir konuşma yaptı.
Ekonomik büyümedeki yavaşlama, talebin düşmesine ve petrol fiyatlarının baskılanmasına neden olabilir
Son zamanlarda Libya petrol limanlarının yeniden açılması, piyasanın petrol piyasasında yetersiz arzla ilgili endişelerini büyük ölçüde hafifletmesine rağmen, petrol fiyatları hızla düştü. Ancak piyasa katılımcıları, ham petrol arzı sorunuyla karşılaştırıldığında, petrol fiyatlarına yönelik en büyük tehdidin 2018'in ikinci yarısından 2019'a kadar olan küresel ekonomik durgunluk olduğuna dikkat çekti.
Genel olarak, ekonomik genişlemenin son aşaması çoğu zaman petrol fiyatlarındaki artışla eş zamanlı olarak gerçekleşmektedir, bundan sonra petrol fiyatları düşecek ve ekonomi küçülecektir.1973 ve 2008 ekonomik krizleri tipik örneklerdir. Aslında bu ipuçları son zamanlarda ekonomide yeniden ortaya çıktı.
Çin ve Hindistan'ın ham petrol talebi düştü
Uluslararası Fon Para Örgütü, Çin-ABD ticaret anlaşmazlığının küresel ham petrol talebinde de keskin bir düşüşe yol açacağını belirtti. Haziran ayında, Çin'in ham petrol ithalatı arka arkaya ikinci ayda düşerek Aralık 2017'den bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Çin'in ham petrol ithalatı, Mayıs'taki günlük 9,2 milyon varilden Haziran ayında 8,36 milyon varil oldu. 2018'in ilk yarısında günlük 9,07 milyon varil ortalama ithalat hacmine kıyasla önemli bir düşüş oldu.
Aynı durum Hindistan'da da ... Çin ve Hindistan'ın ham petrol talebi büyümesi, dünya ham petrol talebi artışının% 69'unu oluşturduğundan, gelecekte Çin ve Hindistan'ın ham petrol talebi, petrol fiyatlarının yükselip yükselmeyeceği konusunda hayati bir rol oynayacak.
Bununla birlikte, ABD'nin petrol fiyatlarını ve ABD dolarını yükselmesine neden olan İran nükleer anlaşmasından çekilmesi ile Hindistan, şiddetli enflasyon ve mali açık baskısını artırarak ham petrol ithalatında daha fazla düşüşe yol açtı.
ABD petrol üretimi günde 11 milyon varili aştı ve bu da İran'daki konumunu gevşetebilir veya aşırı arzlara yol açabilir.
ABD ham petrol üretiminin günde 11 milyon varili aşmasıyla birlikte ABD, İran'ın ham petrol ithalatının kısa sürede sıfıra indirilememesi halinde uygun serbestleştirmeyi düşünebileceğini ve aynı zamanda Libya petrol limanının yeniden açılacağını duyurdu. Bu, piyasanın petrol piyasasında yetersiz arzla ilgili endişelerini büyük ölçüde hafifletir ve bu da petrol fiyatlarında daha fazla düşüşe yol açabilir.
Ekonomik büyümedeki yavaşlama, gelişmekte olan piyasalarda sefalet yarattı ve altın rezervlerinin satılması, güvenli liman fonlarının ABD dolarına akmasına yol açtı.
ABD'nin teşvik ettiği küresel ticaret sürtüşmeleri, yükselen piyasa ülkelerinin ihracatını ciddi zorluklarla karşı karşıya bırakırken, aynı zamanda Trump'ın Venezuela ve İran'a uyguladığı yaptırımlar da petrol fiyatlarının yükselmesine yol açarak birçok yükselen piyasa ülkesinde ciddi sorunlara yol açtı. Piyasa ekonomisinin istikrarlı gelişimini olumsuz etkileyen enflasyon.
Yükselen piyasalarda hiper enflasyon devam ediyor
Nisan ayından bu yana Türkiyenin yurt içi enflasyonu çift haneye sıçradı ve bu da Türk lirasının ABD doları karşısında rekor düşük seviyeye inmesine neden oldu.
Arjantin para birimi peso da sert darbe aldı.Yerel para birimindeki değer kaybına karşı koymak için Arjantin, döviz kurunu sabitlemek için faiz oranlarını yükseltme ve yerel para birimi satın alma yöntemini benimsedi. 27 Nisan'dan 4 Mayıs'a kadar geçen sekiz günde Arjantin, faiz oranlarını arka arkaya üç kez 1.275 baz puan yükseltti, faiz oranlarını% 40'a yükseltti ve ABD doları satmaya devam etti.
Gelişmekte olan piyasa ülkeleri, yetersiz fonlara cevaben altın rezervlerini boşalttı
Yükselen piyasa para birimlerindeki keskin değer kaybının en doğrudan sonucu, doların hızlı toparlanmasını teşvik eden ABD'ye önemli miktarda fon geri dönüşüdür. Aynı zamanda, para biriminin değer kaybetmesi ve sürekli artan borç krizi nedeniyle bazı ülkeler altın rezervlerini satmayı tercih ediyor. En tipik örnek Venezuela.Venezuela'nın bolivarı neredeyse atık kağıda eşit olduğu için Venezuela, fon eksikliğiyle başa çıkmak için altın rezervlerini kullanmak zorunda.
İstatistikler, Venezuela'nın 2011 yılında 21.269 milyar dolarlık altın rezervine sahip olduğunu gösteriyor. Ancak, vadesi gelen tahvil ve kuponların ödenmesi için 2016'nın başında İsviçre'de büyük miktarda altın satıldıktan sonra, Venezuela'nın altın rezervleri 7,7 milyar dolara düştü.Altın rezervlerinin bu kısmı, Kasım 2017'ye kadar elinde tutmakta ısrar etti. Ancak Ekim 2017'de Venezuela'nın altına dayalı kredilerinin süresi dolmuştu ve 2017'nin son iki ayında Venezuela 1,1 milyar dolar daha altın kaybetti. Ocak 2018 itibarıyla, Venezuela'nın altın rezervleri 500 milyon dolar daha düştü.
Piyasaya büyük miktarda altın rezervinin girmesi ile altının güvenli sığınak özellikleri hızla düştü, bu nedenle altının fiyatı son zamanlarda görece zayıf bir eğilim gösteriyor, daha önce risk varlığı olan ABD doları piyasa tarafından tercih ediliyor, çünkü bu yıl ABD dolarının daha güçlü olması. Gelecekte faiz artışının daha da güçlenmesi beklenmektedir, bu nedenle ABD dolarına daha güvenli liman fonları akmakta ve bu durum ABD dolarının yükselmesine neden olmakta ve bu da gelecekte altının daha da zayıflamasına yol açabilmektedir.
