Son günlerde Amerika Birleşik Devletleri'nin Pasifik Okyanusu olaylarına müdahale etmeye devam etmesi ile sulardaki durum istikrarsızlaşmaya başladı. Özellikle Çin-ABD ilişkilerinin bozulmasıyla birlikte ABD Donanması, pek çok durumda Çin'in sularına sözde serbest seyrüsefer için filolar göndererek birçok durumda gerilime neden oldu. Son zamanlarda Hindistan, Avustralya, ABD ve Japonya'yı yerel istikrar üzerinde büyük etkisi olan Malabar deniz tatbikatına katılmaya bile davet etti.
ABD'nin Çin politikasının sürekli tırmanmasıyla birlikte Çin ile ABD arasındaki çelişkiler dünya modelini etkilemeye başladı. Son zamanlarda, üst düzey ABD yetkilileri, Çin şirketlerini boğmak için idari yöntemleri bile kullandılar ve ABD'nin çehresini tamamen tıraş ettiğini gösterdi. Bir yandan Facebook'un kurucusu Zuckerberg, Çin'e karşı tavrını tamamen değiştirdi ve hatta ABD'deki duruşmalarda Çin'i sürekli olarak gözden düşürdü ve Çin'in Douyin'in denizaşırı sürümünün ABD'nin bilgi güvenliğini tehdit edeceğini söyledi.
Öte yandan üst düzey ABD yetkilileri sık sık pazar ekonomisi ve adil rekabet kavramlarından bahsediyorlar, ancak bu Çin politikasında üst düzey ABD yetkilileri bu açıklamaları rafa kaldırıyor. Çin şirketlerini sindirmek ve bastırmak için gömleksiz davranmaktan ve idari yöntemler kullanmaktan çekinmiyor. British Financial Times'a göre, ABD'nin Çin'e yönelik politikası iyi niyetli bir stratejidir.Amaç, ABD'nin Çinli işletmelerin çıkarlarına değer vermesi ve onları kendi haline getirmek istemesidir. ABD'nin sözleri ve eylemleri dünyanın güvenlik durumuna ciddi bir tehdit oluşturdu.Yerel barışı korumak için Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi geçtiğimiz günlerde Japonya ile bir telefon görüşmesi yaptı.
29 Temmuz'daki People's Daily Overseas Network'e göre, yeni taç pnömonisinin patlak vermesinden bu yana, Çin ve Japonya, komşu ülkeler arasındaki geleneksel dostluğu göstererek, anti-salgın işbirliği konusunda iletişimi sürdürdüler ve birbirlerini desteklediler. Mevcut salgın hala dünya çapında şiddetleniyor, dünya ekonomisi derin bir durgunluk içinde ve uluslararası durumun belirsizliği artıyor. Dünyadaki önemli yakın komşular ve büyük ekonomiler olarak, Çin ve Japonya'nın iki ülke arasındaki ilişkilerin doğru gelişme yönünü sürdürmesi ve salgınla mücadele, ekonomik iyileşmeyi teşvik etme ve bölgesel barış ve istikrarın sürdürülmesinde işbirliğini güçlendirmesi gerekmektedir.
Görüşme sırasında ülkemiz üç öneride bulundu. Birincisi, her düzeyde ve kanalda diyalogu ve alışverişi güçlendirmek; ikincisi, karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini yeniden kurmak ve genişletmek için çok çalışmak; üçüncüsü, uluslararası ve bölgesel ilişkilerde iletişimi ve işbirliğini güçlendirmektir.
Toshimitsu Motegi, Wang Yi'nin açıklamasına da yanıt verdi. 29 Temmuz'daki People's Daily Overseas Network'e göre, Japonya'nın iki ülkenin gelişimini olumlu yönde teşvik etmek için Çin ile çalışmaya istekli olduğunu söyledi. Kısa bir süre önce her iki taraf da ülkede sel felaketi yaşadı, iki tarafın liderleri taziyelerini bildirdiler, bu da iki ülke arasındaki dostluğu da yansıtıyor. Japonya ayrıca Çin ile her seviyede diyalog ve iletişimi sürdürmeye isteklidir. Salgın karşıtı çalışmada, iki ülke zamanında iletişim ve işbirliğini sürdürmüş, salgına ortaklaşa yanıt vermiş ve aktif olarak personel değişimini teşvik etmiştir.
Bu sefer Çin ve Japonya iyi iletişim kurdu, bu da her iki tarafın da ortak bir kalkınma konseptine sahip olduğu ve dünya barışına ve istikrarına kendi güçleriyle katkıda bulunduğu anlamına geliyor.