Moleküler bulut olarak adlandırılan gaz ve tozdan oluşan yıldızlararası bulut, çok hızlı bir yıldız oluşum hızına sahiptir, ancak etkinliği çok düşüktür. Gazın çoğu yıldız radyasyonu tarafından dağıtılır ve bu da galaksilerin, görünüşlerini sürekli değiştiren "parçalardan" oluşan "kozmik potalar" gibi oldukça dinamik sistemler olduğunu ortaya çıkarır. Heidelberg Üniversitesi'nde astrofizikçi olan Dr. Diederik Kruijssen liderliğindeki bir bilim adamları ekibi, NGC 300 sarmal gökadasının en son gözlemlerine dayanmaktadır.
Moleküler bulutların zaman evrimi ve iç yıldız oluşum süreci ilk kez başarıyla yeniden üretildi Analizler, bu bulutların kısa ömürlü yapılar olduğunu gösteriyor. Yeni doğan yıldızların güçlü radyasyonuyla hareket ederek hızlı bir yaşam döngüsü yaşadılar.Çalışmanın sonuçları 22 Mayıs 2019'da Nature'da yayınlandı.
NGC 300 sarmal gökadasında gözlemlenen yıldız oluşum yoğunluğu iki şekilde açıklanabilir. Moleküler bulutlar çok uzun ömürlü olabilir ve sonunda tüm kütlelerini yıldızlara dönüştürebilir. Bu durumda, genç yıldızların konumu genellikle moleküler bulutları oluşturdukları yerle eşleşmelidir. Diğer bir seçenek de, yıldızların moleküler bulutlarda hızla oluşması ve gazı güçlü radyasyonlarıyla dağıtarak gazın yalnızca küçük bir kısmının yıldızlara dönüşmesini bırakmasıdır. Bu durumda, genç yıldızlar ve moleküler bulutlar genellikle farklı yerlerde bulunmalıdır. Hangi moleküler bulut yaşam döngüsü modelinin doğru olduğunu belirlemek için Dr. Cruyson ve ekibi, NGC 300 galaksisinin iki farklı gözlemini birleştirdi.
İlk gözlem, moleküler bulutların yerini gösteren, ışık yayan bir karbon monoksit haritasıdır. İkincisi, yeni oluşan büyük kütleli yıldızların yerini gösteren, termal olarak iyonize edilmiş hidrojenin bir haritasıdır. Bu haritalar, Avrupa Güney Gözlemevi'nin Atacama Büyük Milimetre Dizisi (ALMA) ve Max Planck Topluluğu ve Avrupa Güney Gözlemevi'nin 2.2 metrelik teleskopları kullanılarak elde edildi. Gözlem, Garching'deki Max Planck Dünya Dışı Fizik Enstitüsü'nde bilim adamı ve çalışmanın ortak yazarlarından biri olan Dr.Andreas Schruba tarafından gerçekleştirildi. Bilim adamları, galaksilerdeki moleküler gaz ve yıldız oluşumunun farklı uzaysal ölçeklerde nasıl ilişkili olduğunu belirleyen yeni bir istatistiksel yöntem kullanarak verileri analiz ettiler.
Bu yöntem, ilk kez moleküler bulutların ve genç yıldızların göreceli konumlarını doğru bir şekilde ölçmeyi mümkün kılıyor. Bu sonuç hakkında hiç şüphe yok: Moleküler bulutların ve genç büyük yıldızların konumları nadiren çakışır. Bu etki daha küçük ölçeklerde daha güçlü hale gelir. Bilim adamları, yıldızların çok hızlı oluştuğu sonucuna varmışlardır, bu nedenle gaz ve genç yıldızlar, moleküler bulutların yaşam döngüsündeki farklı sonraki aşamaları temsil ederler. Astronomik Hesaplama Enstitüsü araştırma ekibinin başkanı Dr. Kruijssen şunları söyledi: Bulgularımız, yıldız oluşum sürecinin çok hızlı ve çok verimsiz olduğunu gösteriyor.
NGC 300'deki moleküler bulutun yaklaşık 10 milyon yıllık bir ömrü vardır ve yok edilmesi yalnızca 1,5 milyon yıl alır; bu, çoğu büyük yıldızın yaşamının sona ermesinden ve patlayarak süpernovaya dönüşmesinden çok daha öncedir. Bu şekilde, moleküler bulut kütlesinin yalnızca% 2 ila% 3'ü yıldızlara dönüştürülebilir. Araştırma ekibi şimdi, moleküler bulutlarda yıldız oluşumunun evren tarihinde nasıl geçtiğini anlamak için yeni istatistiksel yöntemlerini uzak galaksilerin gözlemlerine uygulamak istiyor. Bilim adamları şimdi evrendeki galaksilerdeki moleküler bulutlar ve genç yıldızlar arasındaki ilişkiyi incelemeye devam edecekler. Yakın gelecekte, bir galaksi, yıldız oluşumunun yol açtığı bir yaşam döngüsünü deneyimleyen ve ev sahibi galaksinin görünümünü birlikte şekillendiren bir bileşen koleksiyonu olarak anlaşılabilir.
Brocade | Araştırma / Gönderen: Heidelberg Üniversitesi
Referans Dergisi "Nature"
DOI: 10.1038 / s41586-019-1194-3
Brocade Park Bilim, Teknoloji, Bilimsel Araştırma, Popüler Bilim