Antik çağlardan günümüze dünyada zamanın çözülmesine dayanamayan, doğanın vaftizinden kaçamayan ve yavaş yavaş artık eskisi gibi olmayan, hatta uzun tarih nehrinde kaybolan ve insanlarda kaybolan o kadar çok şey var ki. Görüş alanında, hafızada. Bunların arasında dünyada pek çok ünlü turistik yer kayboldu. İtalya'da öyle doğal bir nokta var ki, doğanın vaftizinden kaçmayı başaramadı, insan yapımı zararlardan kurtulamadı ve ıssız bir insan oldu. " Hayalet kasaba".
İtalya'nın Basilicata bölgesinde yer alan bu ünlü hayalet kasaba Cooco, uzaktan bir cep kalesine benziyor. Gerçekten de geçmişte Keao Ke, herhangi bir şehirle karşılaştırılabilecek ekonomik kalkınmaya sahip müreffeh küçük bir kasabaydı. Ve İtalya'ya seyahat etmek için turistler tarafından tanınan küçük bir kasabadır. Öngörülemeyen koşullar olduğunu ve küçük kasaba yavaş yavaş büyüdüğünde ve insanların yaşam standartları iyileştiğinde, burada şiddetli bir savaş yaşandığını bilenlere yazık. Savaşın acımasızlığı, başlangıçta kalabalık olan Ko Oko kasabasını işkence gördü. Kasaba sakinlerinin neredeyse yarısı Amerika Birleşik Devletleri'ne ve diğer yerlere sığınmak için kaçtı ve o zamandan beri bir daha geri dönmedi.
Savaştan sonra bu yerde bir deprem daha oldu ve yaralı kasaba bir kez daha ağır yaralandı ve eski görünümünü kaybetti. Kasaba bu doğal afetin karanlığından yavaşça uzaklaşırken, küçük Ko Ooke kasabasına bir başka ağır darbe vuruyordu. Ve bu ağır darbe, Ko Oko kasabasını tamamen karanlığa sürükleyen suçluydu, büyük ölçekli bir heyelandı. Bu heyelan neredeyse tüm evleri, tarlaları ve kamu tesislerini bir gecede tahrip etti. Birçok küçük kasaba sakini burada öldürüldü.
O zamandan beri, aslen müreffeh kasabanın artık hayatı kalmadı. Kasabanın sakinleri öldü ve kaçtı, yavaş yavaş ıssız bir hayalet kasaba oldu. Daha sonra bile kasabada doğal afetler, insan yapımı savaşlar olmadı ve insanlar artık buraya geri dönmeye istekli değildi, belki de çok ıssız olduğu için ya da üzücü bir yer olduğu için. Dahası, kasabanın tamamında uzun süre "hayatta kalma" belirtisi yok, bu da onu daha da "tuhaf" yapıyor! Fotoğraf çekmeye giden pek çok fotoğrafçı buranın insanı kolayca "üzen" bir şehir olduğunu söylüyor.Umarım yıllar sonra bu küçük kasaba eski refahına geri döner.