2019 ve 2020'nin insanlık için iki yıllık felaketler olduğu söylenebilir.İlk tercihin küresel ısınma sorunu giderek ön plana çıkmaya başladı.Bu sorun insanlığa büyük kayıplara neden oldu ve dünyadaki aşırı hava koşulları da artıyor.
Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya'daki orman yangınları gibi uzun süreli sıcak hava ve aşırı yağmur fırtınaları ve uzun süreli yerel kuraklık nedeniyle küresel ısınma, bu ormanlardaki ağaçlar daha fazla petrol salgılar. Yangınlar hiç etkili bir şekilde kontrol edilemez.
Araştırmacıların son tahminlerine göre 2020'de aşırı hava devam edecek, daha da korkutucu olan şey, Asya'da bu kadar aşırı hava koşulları olasılığının diğer kıtalara göre çok daha fazla olması. Hepimiz doğal afetlerin insanlığa ne kadar zararlı olduğunu biliyoruz. Örneğin, El Niño fenomeni yıllar önce dünyanın ekolojisinin insanlar tarafından yok edilmesine neden oldu. Binlerce yıllık insani gelişme içinde, dünyanın ekolojisinin insanlar tarafından tahrip edilmesi olmuştur. en şiddetli.
Ciddi küresel ısınma sorununa somut bir çözümümüz yok. Antarktika ve Kuzey Kutbu'ndaki buzulların her yıl eridiğini bilmeliyiz. Karşılaştığımız en sezgisel sorun, buzulların erimesinin deniz seviyesinin yükselmesine neden olacağı olabilir. Bazı düşük rakımlı kıyı ülkeleri veya şehirleri sular altında kalacak, ancak aslında bunun birçok dolaylı etkisi var. Dünyanın kutupları çok soğuk ve ıssız görünmesine rağmen, orada çok fazla yaşamın doğduğunu biliyor muydunuz?
Yaşam çevreleri yok olur, o zaman biz insanlar, tıpkı kelebek etkisi gibi dolaylı olarak etkileniriz. Kutup yazında, buzulun bir kısmı eriyecek ve erime sürecinde çok sayıda plankton üretilecektir. Dünyanın her yerinden canlıları yemek için buraya çekmek ve şimdi bu durum değişti.Birçok canlı evlerini kaybetti.İnsanların kitlesel avlanması ile deniz canlılarının çeşitliliği ve yaşam ortamı yok edildi.
Şimdi Pasifik'teki El Niño fenomeni geri geliyor. Filipinler, Hindistan ve diğer ülkelerde büyük ölçekli kuru havaya neden oldu. Aynı zamanda, ülkemizin güneyindeki El Niño fenomeni, Hint Okyanusu ve Pasifik'ten su buharını sürekli olarak taşıdı. Ardından, ülkemizin güneyinde şiddetli yağmur fırtınaları olacak. Tayfun olaylarıyla birlikte, dünyanın tüm hava sistemi istikrarsız hale gelmiş gibi görünüyor, bu nedenle dünyanın çevresini korumak acil ve sera gazı emisyonlarını sıkı bir şekilde kontrol etmemiz gerekiyor.
Her ülkenin dünyayı koruma sorumluluğu vardır, ancak her birimiz çaba gösterdiğimizde kendi dünyamızı kurtarabiliriz. Elbette bu süreç çok uzun ve zor olmalı ama yine de gerçekleşmesi çok muhtemel. Şu anda Birlikte çok çalışalım.