Sichuan-Tibet Hattı Turu ---- Kendi kendine sürüş hakkında küçük bir not
Yolculuğun tümsekleri Tümseklerle geçen bir günün ardından dünyanın yüksek şehrine vardık Litang Herkes yuttu, aceleyle yemek yedi, sonra uzaklaşıp odalarına döndü. Görünüşe göre iki meslektaşın irtifa hastalığı var. Biri başının ağrıdığını ve sersemlemiş olduğunu söyledi, diğeri uykulu olduğunu ve uyumak istediğini söyledi. Bu şekilde herkes yıkandı ve yatağına uzandı. Yayla gezisi şöyle gözüküyor, bedeninize bir takım zorluklar getirecek ama ruhunuzda yıkanmanızı sağlayacak, belki de seyahatin anlamı budur.
Şu anda sakinleştim ve bugünün sonuçlarını sıraladım. deyiz Kangding Uçurumdaki taş oymaları ve portreleri görünce güçlü yerel dini ve kültürel atmosferi hissettim ve Kham bölgesindeki Tibetli yurttaşların inancını ve sevgisini hissettim.
Sichuan-Tibet otoyolunda bir bisikletçiyle tanıştık Wenzhou İddia ettiği insanlar Wenzhou Birinci kişi: İlk kişi olup olmadığına gelince, elbette araştırmak istediğimiz soru değil, ısrarı ve sevgisi, doğaya olan özlemi ve hayranlığı bize sınırsız bir hayal gücü bırakıyor. Seyahat böyle olabilir, ilerlemeye devam edin, düşünmeye devam edin, düşünmeye devam edin ve ilerlemeye devam edin. Düşünmede ilerlemek, ilerlemek için düşünmek.
Zaferin diğer tarafına ne kadar sürede ulaşabileceğimizden kimse emin değil, ancak hedefin nerede olduğu çok net.
Ancak körü körüne ilerlediğimizde, asla durmadığımızda, körü körüne koştuğumuzda, yağmur gibi terlediğimizde, durup nefes almalı mıyız, ara vermeli mi? Hayat heyecana ek olarak yağış mı gerektirir? Yürümekten yorulduğumuzda ya da gitmek istemediğimizde ya da yolumuzu kaybettiğimizde ve sadece ileri gittiğimizde, boşuna mı yoksa bir süre durmalı mıyız? Ağaçların yoğunluğuna bakın, gökyüzündeki yıldızlara bakın veya bir pusula çıkarıp yönünüze bakın.
İlerlemek yaşamın yönüyse, durmanın cevabı nedir? Sanırım bu yolculukta düşünmemizi bekliyor. Düşüncelerim binlerce kilometrelik berrak gökyüzü ile dalgalanıyordu ve başımı çevirdim ve etrafımdaki arkadaşlarımın çoktan horladıklarını, belki de yolculuğumun hayal dünyamda olması gerektiğini düşündüğünü fark ettim.