Seyahat etmek uykusuzluğumu iyileştirdi, unutmam gereken şeyleri unutmak zorunda kaldım, hiçbir şey düşünmeden yürüdüm, yorgun hissediyorsam, herhangi bir manzara görmüyorum, ağacın altında sessizce otur. İnsanların gelip gittiğini görmek, ağaçta çığlık atan kızılgerdan kuşlarını dinlemek, koşuşturma birbirine bağlanır ve incir ağacı meyveyi pıtırdatarak sessiz bir zaman uyandırır. Güneş ışığı dalların ve yaprakların arasından, cam masanın üstüne, bambu sandalyeye ve altın rengi bir denize dönüşmüş yoldan geçenlerin yüzlerine sıçradı. Hayat seyahatse sanırım bir şey öğrendim. Tüm yükü ve nostaljiyi bırakmalıyım ve kaçırılan manzaradan pişman olmamalıyım. Yorgun olduğunuzda dinlenin ve iyileşince yola çıkın. Dünyamda değişmeye başlayan tek şey denizdi, berrak mavi ve şeffaf, çalkantılı gri, kocaman dalgalar, derin ve sessiz, seven, sevilmeyen, temiz, kirli, kabul ettim, kum vardı Rüzgar ve deniz suyundaki beyaz dalgalar yeterlidir. Her bakışını ve her duruşunu güzel ve hareketli buluyorum, çirkin bile olsa kalbimi hareket ettiriyor.