İnsanlığın uzun tarihinde pek çok büyülü şey olmuştur Geçmişte, az gelişmiş bilim ve teknoloji nedeniyle, insanlar genellikle açıklanamayan olayları hikayelere dokurlar ve bazı dini renkler eklerler. Bilim ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte evrenin genişliğini fark ettik, pek çok şey makul bir şekilde açıklanmasa da insanlar keşifte ısrar ederek bu tuhaf olayları bilimsel bir şekilde açıklayabileceğimize inanıyorlar.
Bugüne kadar dünyada hala mantıklı bir cevap bulamayan birçok gizemli olay var.Örneğin, sayısız insan ortadan kaybolma vakası var ve bilim adamları bunları doğaüstü olaylara da atfediyorlar. Dört boyutlu uzay tartışması ileri sürüldükten sonra birisi bu ikisini birbirine bağladı.
Başka bir deyişle, insanoğlunun tuhaf kaybolması fenomeni, sözde "uzay-zaman tüneli" ile belirli benzerlikleri olan, ancak aynı zamanda kanıtlanamayan dört boyutlu uzayın etkisidir. Bu nedenle, bilim adamları bunu derinlemesine araştırmak için ileri bilim ve teknolojiyi kullanmaya çalışıyorlar ve ikisi arasında bir ilişki olup olmadığını doğrulamayı umuyorlar.
Aslında dört boyutlu uzay, evrenin uzay yapısının bir tür hayal gücüdür, zaman ve uzay kavramı gibi, sadece insanlar tarafından evreni daha iyi anlamak için ayarlanmış bir araçtır. Evrende başka medeniyetler varsa, bizimle aynı bilgiye sahip olmayabilirler.
Dört boyutlu uzay, insanların anladığı kadar basit değildir.Üç boyutlu uzaya bir zaman ekseni ekleme fikri açıkça yeterince katı değildir ve eksen şeklindeki düşünme biçimi, hala geniş evrenden uzak olan matematik kategorisine aittir. Dolayısıyla, insanoğlunun tuhaf bir şekilde ortadan kaybolmasının dört boyutlu uzay ile ilgili olduğuna dair bir görüş olsa bile, bu görüş hala büyük ölçüde tartışılmaktadır.
Kuantum mekaniğine ve sürekli gelişen süper sicim teorisine göre, evrende on bir boyut vardır ve bu boyutlar, insanoğlunun teknolojik gelişim düzeyi için anlaşılması hala zor.Bu, insanların boyutları doğaüstü olaylarla ilişkilendirmesinin önemli bir nedeni olabilir.
Gerçekten de, birçok tuhaf ortadan kaybolma vakası herhangi bir belirti göstermedi ve daha sonra açık bir ipucu bulunamadı. Ve eğer dört boyutlu uzay varsa, üç boyutlu uzayda belli bir kanala bağlanması muhtemeldir, bu nedenle insanların gizemli kaybolması bununla ilgili olabilir.
Gelecekte insanoğlu daha ileri teknolojilere sahip olacak, keşiflerin derinleşmesiyle birlikte dört boyutlu uzayın varlığı da teyit edilecek, bir gün bu çözülmemiş gizemleri çözebileceğiz.