Benim için müze sadece çalışılan ve çalışılan bir yer değil, müzeyi evim haline getirdim. Buradaki her kültürel kalıntı, koruduğum bir hazinedir.Sadece onu takdir etmek ve öğrenmek değil, aynı zamanda her izleyiciye kültürel kalıntının arkasındaki hikayeyi anlatmak istiyorum.
Benim adım Gao Mengchen, Nanjing Müzesi'nde öğretim görevlisi.
Açıklama sürecinde, bilgi tabanımı da sürekli olarak geliştiriyorum. Farklı kitleler ve farklı ihtiyaçlar karşısında açıklama tarzlarımız da farklıdır. Örneğin, anlatma sürecinde küçük çocukları hedefliyorsam daha canlı bir dil ya da bazı buluşsal ve sorgulama yöntemleri kullanacağım.
Sekiz yıldır ders veriyorum. Öğlen ara vermeden günde sekiz saat çalışıyorum. 2013 yılında Nanjing Müzesi'nin yeniden inşası ve genişletilmesinin ikinci aşaması tamamlandı.O zaman, Nanjing Müzesi'nin kuruluşunun 80. yıldönümüydü, bu nedenle açıklama görevimiz çok ağırdı ve yüksek giydi. Uzun zamandır topuklu ayakkabılar, bütün ayaklarım yıprandı, hepsi koli bandı ama biz yine de seyircilerin yüzündeki gülümsemeyi koruyoruz.
Çalışmayı anlatmanın yanı sıra ağırlıklı olarak müze eğitimi çalışmalarıyla da ilgileniyoruz. Salgın öncesi öğrencilere ders vermek için her ay okula giderdik. Çocukları anaokulundan beri müze kurslarına katılmak için Nanjing Müzesi'ne sık sık gelen bir ebeveyn var. İlkokuldayken, annesi onun çeşitli sınıflara gelirken fotoğraflarının bir video fotoğrafını çekmişti. Üstelik her dersten sonra müzeyi ve müzede öğrendiği her türlü bilgiyi annesine ve aile arkadaşlarına tanıtıyordu. Büyüyünce annesine söyledi.
Arkeolog veya müzede çalışan biri olmak istiyorum.
Nanjing Müzesi'nde görme engelliler için özel olarak tasarlanmış "Bo Ai Salonu" adlı özel bir sergi salonu bulunmaktadır. Görme engellilerin görme duyuları normal insanlara göre daha zayıf olmasına rağmen işitme, koku, uygulama yeteneği, tat alma gibi özellikleri sıradan insanlara göre daha güçlüdür. Örneğin, eski baharatlar üzerine bir dizi kurs tasarladık, bazı eski baharatları seçtik ve öğrencilerin eski kültürel kalıntıları koku yoluyla anlamalarını sağladık. Ayrıca kültürel kalıntıların bazı kopyalarına sahibiz ve öğrenciler dokunarak dokusunu ve şeklini anlayabilirler.
Doküman, aslında müze ile izleyici arasındaki bağlantıdır. Kültürel kalıntıların ardındaki tarihi ve kültürel ruhu halka yayma sorumluluğunu üstlenir.Müzeye bağlı kalmamızı ve mükemmel geleneksel Çin kültürünü yayma yolunda şaşmaz bir şekilde ilerlememizi sağlayan tam da bu kutsal misyon sayesindedir.
Uluslararası Müzeler Günü'nün bu yılki teması "Eşitliğe Bağlı Müzeler: Çeşitlilik ve Kapsayıcılık" olup, aynı zamanda müze insanlarının müzeleri kademeli olarak insanların sosyal yaşamına entegre etme arzusunu da ifade etmektedir. Eskiden müzenin çok soğuk bir yer olduğunu düşünürdüm ama müzede çalıştıktan sonra yavaş yavaş müzenin aslında çok dinamik ve yaratıcı bir yer olduğunu ve müze halkının kendi çabalarıyla sürekli iyileştirdiğini keşfettim.
Umarım her izleyici müzeleri sevebilir ve sevebilir.