Fed faiz oranlarını yükselttikten sonra, merkez bankası neden faiz oranlarını buna göre yükseltmedi?
27 Eylül sabahı erken saatlerde, Federal Rezerv Para Politikası Komitesi FOMC, faiz oranlarında 25 baz puanlık bir artış açıkladı ve hedef federal fon faiz oranını 2008'den bu yana en yüksek oran olan% 2-2,25'e revize etti ve piyasa beklentileri doğrultusunda. Bu, Fed'in bu yıl faiz oranlarını üçüncü kez artırması ve aynı zamanda Aralık 2015'te mevcut para politikası sıkılaştırma turunun başlamasından bu yana sekizinci kez.
Fed sadece bu turda üçüncü kez faiz artırımı yapmakla kalmıyor, aynı zamanda Fed Başkanı Powell bu yıl faiz oranlarını dört kez artırmaya daha meyilli, bu nedenle analizler Fed'in Aralık ayında faiz artırma şansının da yüksek olduğunu tahmin ediyor. Goldman Sachs, gelecek yıl için Fed'in faiz oranlarını dört kez artırabileceğini tahmin ediyor. Herkes, federal fon oranının gelecek yıl Haziran ayında% 3'ün üzerinde olacağını tahmin ediyor.
Öyleyse, Fed'in faiz oranlarını sürekli yükseltmeye olan güveni nereden geliyor? Bir yandan, önemli ABD ekonomik verileri beklentileri aştı. İster kişisel tüketim harcamalarının aylık büyüme oranı, ister temel PEC fiyat endeksi ve Ağustos ayındaki tarım dışı istihdam verileri olsun, hepsi ABD ekonomisinin iyileşmeye devam ettiğini gösteriyor. Federal Rezerv, 2018'de GSYİH büyümesinin Haziran ayında beklenen% 1.8'in üzerinde% 3.1 olmasını bekliyor.
Öte yandan, Trump'ın vergi indirim planıyla bağlantılı olarak ekonomik toparlanmanın etkisini daha da genişletmek için, Fed'in faiz oranı artışı ABD doları endeksine güçlü bir destek sağlayabilir ve bu da denizaşırı fonların Amerika Birleşik Devletleri'ne, özellikle de denizaşırı ABD şirketlerinin karlarına geri dönmesini sağlayabilir. Geri akış. Bu, Amerika Birleşik Devletleri'ne yatırımı teşvik edebilir, Birleşik Devletler'deki işsizlik oranını daha da düşürebilir ve ABD ekonomisinin toparlanmasını hızlandırabilir.
Ancak, Fed faiz oranlarını artırdı, ancak ABD Başkanı Trump aynı fikirde değildi. Bu yılın Temmuz ayından bu yana Trump, Fed'i alenen eleştirdi ve faiz oranlarının yükseltilmesine karşı olduğunu ifade etti. Ancak Powell basın toplantısında, odak noktamızın tamamen misyonumuzu yerine getirmek ve para politikasında istikrarlı fiyatlar altında istihdamı maksimize etmeye çalışmak olduğunu söyledi. Politik faktörleri dikkate almıyoruz. Fed, Trump'ın tweet'lerine değil, kendi çalışmasına odaklanıyor.
Aslında, Trump'ın faiz oranlarını artırmaya muhalefetinin temel nedeni, büyük altyapının büyük miktarda sermaye yatırımı gerektirmesi ve ABD hükümetinin son zamanlarda vergileri düşürmesidir. Peki para nereden geliyor? Sonuç ancak ulusal borcun verilmesi olabilir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri'nin mevcut borç ölçeği 21,2 trilyon ABD dolarına ulaştı ... Sürekli artan ulusal borç ölçeği ile Fed faiz oranlarını yükseltirse, kesinlikle ABD hükümetinin borç ihraç maliyetini artıracaktır.
ABD Hazine Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, 2018 itibariyle Fed, borç faiz oranlarını ödemek için 500 milyar dolar harcayacak.Fed faiz oranlarını artırmaya devam ederse, bu ABD hükümetinin kaldıraç oranını artıracak ve ikincisi ABD hükümetinin daha fazla ihraç yapmasını kısıtlayacak Borç için yer. Bu şekilde, Trump yönetiminin ABD ekonomisini canlandırmak için altyapı yatırımına güvenme stratejik niyetine ters düşüyor.
Ve altyapı yatırımı için hazine bonolarının ihracına güvenmenin ABD hükümetinin borç ölçeğini daha da büyüteceğine inanıyoruz, ki bu açıkça sürdürülemez. Fed, faiz oranlarını artırmaya devam ederek ABD'ye yatırım yapmak için denizaşırı sermayeyi çekmeye çalışıyor. Bu hareket, Amerikan işlerini artırabilir ve ABD hükümetinin vergi gelirini artırabilir. ABD ekonomisinin orta ve uzun vadeli kalkınmasına daha elverişlidir. Açıkçası, ilerlemesi gerekiyor. .
Fed'in faiz artırımının hızlanmasıyla birlikte gelişmekte olan ülke ülkeleri takip edebildi.Arjantin ve Türkiye, faiz oranlarını arka arkaya dünyanın en yüksek seviyesine çıkardı. Hong Kong ve Shanghai Banking Corporation, Federal Rezerv faiz oranlarını yükseltmeden önce Hong Kong doları, ABD doları ve RMB mevduatları için faiz artırımlarını duyurdu.
Ancak tuhaf olan, Fed'in faiz artırımını açıklamasının ardından ilk defa ülkemiz merkez bankasının takip etmemesidir. Bu bağlamda, merkez bankasının, esas olarak aşağıdaki nedenlerle bu kez Fed ile faiz artırımını tercih etmediğine inanıyoruz:
Birincisi, merkez bankası uzun zamandır para biriminin devalüasyonuyla başa çıkacak araçlara sahipti. 20 Eylül'de merkez bankası, Hong Kong'da merkez bankası bonosu ihraç edeceğini açıkladı.Bu hareket, Hong Kong'da bono ihraç ederek offshore RMB'nin likiditesini geri kazanmak, offshore piyasada faiz oranlarını artırmak ve açığa satış RMB maliyetini artırmaktı. Offshore RMB döviz kurunun kısa vadeli istikrarını sağlamak için.
Bu, Çin'in merkez bankasının Federal Rezerv'in faiz oranındaki artışlarından korkmadığı anlamına gelir. RMB döviz kurunun gelecekteki devalüasyon olasılığıyla karşı karşıya kalan Çin, uluslararası sermaye akışlarının makro ihtiyatlı yönetimi,% 20'lik bir döviz işlemi risk rezervi ve kısıtlamalar dahil olmak üzere başa çıkabileceği birçok yola sahiptir. Kara piyasası finansmanı ve döviz kuru karşı döngüsel faktörlerin getirisi. Merkez bankasının görüşüne göre, renminbi gelecekte pasif devalüasyon olasılığına sahip olabilir, ancak etki küçüktür ve devalüasyona çok az yer vardır.
Üstelik Çin ekonomisi şu anda daha büyük bir düşüş baskısı altında ... Yılın ilk yarısında GSYİH büyüme oranı% 6,8'de kalmasına rağmen, ikinci çeyrekte GSYİH büyüme oranı sadece% 6,7 oldu. Şimdi sanal ekonomi ezici ve reel ekonomi beslenmeyi bekliyor.Fed para politikasını birlikte sıkılaştırırsa, iç likidite yetersiz kalabilir ve para piyasası faiz oranları yükselebilir, bu Çin'in ekonomik yapısal dönüşümü veya istikrarlı büyümesi için iyi değil. nın-nin. Çin Halk Bankası, Fed'in faiz oranlarını artırmasının ardından takip ederse, sonraki para politikasının gevşemeye nötr olma eğiliminde olabileceğini gösterir.
Son olarak, merkez bankası Merkez Bankası ile birlikte faiz oranlarını yükseltirse, ters geri alım faiz oranı yükseltilse bile, piyasaya genel bir faiz oranı artışı göstergesi verecek ve bu da sonunda emlak sektörünün finansman maliyetini artıracaktır.Aynı zamanda, gayrimenkul kredilerinin ve kişisel ipoteklerin gelişimi Faiz oranları yükselecek ve emlak balonunun hızla patlaması Çin'in finans sektörü için iyi değil. Şimdi Çin, sistemik finansal risklerin ortaya çıkmasını önlemeye daha meyilli.
Fed, ABD ekonomisinin iyileşmeye devam etmesi, istihdam oranının kademeli olarak düşmesi, ancak enflasyon seviyesinin yükselmesi ve ABD doları endeksinin gelecekte güçlenmesi muhtemel olması nedeniyle bu yıl üçüncü kez faiz oranlarını artırmayı seçti. Ve Çin'in bunu takip etmemesinin nedeni karmaşık değil: Çin, RMB döviz kurunun istikrarını ve para politikasının bağımsızlığını sürdürme kararlılığına sahip.Daha da önemlisi, Federal Rezerv'in faiz oranlarını yükseltmesini ve yerel emlak balonunu önlemek için vaktinden önce patlatmasını istemiyor Gayrimenkul mali krizi meydana geldi.
