Orijinal | Yaratıcılık: yeniliğin başlangıç noktası
Giriş
Yaratıcı başarı için belirleyici faktörler arasında net iş hedeflerine sahip olmak, en iyi zamanı tanımak, birden fazla yaratıcılık kaynağı geliştirmek ve işbirliği yoluyla yaratıcılığı geliştirmek yer alır.
Metin
Simon Bolton
Camille Chinneck
Harika fikirler dünyayı değiştirir. Yeni fikirlerin yaşam tarzlarını ve piyasanın işleyişini değiştirme gücü vardır.
Xerox, 1973'te kişisel bilgisayarları piyasaya sunduğundan beri, yaşama ve sosyalleşme şeklimiz değişti. Artık her gün fare, dizüstü bilgisayar ve grafik kullanıcı arayüzü olmadan yapamayız. 1990'da Sör Tim Berners-Lee, World Wide Web'i icat etti. İnternetin olmadığı bir dünya hayal edebiliyor musunuz? 1983 yılında Motorola, mobil iletişimde bir devrim yaratarak piyasaya ilk ticari cep telefonunu çıkardı. Bugün en başarılı şirketler, bu yeni ve maceracı fikirlerin sağlayıcılarıdır.
Yaratıcılık, tüm işletmelerin canlılığıdır. Yeni fikirleri olmayan şirketler durgunlaşabilir, durgunlaşabilir ve hatta kapanabilir. Profesör Mark J. Perry, 1959'dan 2009'a kadar Fortune Global 500'ü karşılaştırdı ve 1959'da Fortune Global 500'ün% 86'sının kapatıldığını, birleştirildiğini veya Fortune 500 listesinden çıkarıldığını buldu.
Yeni fikirlerin farkına varılması ve gerçekleştirilmesi için cesaretlendirilmesi gerekir. Torbasız elektrikli süpürge fikrini bir ürüne dönüştürmek James Dyson'ın 10 yıldan fazla zamanını aldı. Bu makale, daha iyi fikirler edinmenin ve fikirleri ürünlere dönüştürmenin yollarını ve araçlarını keşfetmeyi amaçlamaktadır.
Liderlik ve kültür
Yeni fikirlerin sürekli beslenmeye ve desteğe ihtiyacı vardır.Birçok şirket, yeni fikirler ve yaratıcı personel için uygun desteği (zaman, kaynaklar ve üst düzey destek) sağlayamadıkları için fikirleri pazar potansiyeliyle boğabilir. Yeni fikirler, onları ürünlere dönüştürmek için ek kaynaklar gerektirir. En kritik kaynak zamandır. Bir işletmenin sadece fikir geliştirmek için gereken zamanı bilmekle kalmayıp, aynı zamanda farklı projeler ve personel arasında nasıl uygun şekilde zaman ayıracağını da bilmesi gerekir. Bu, doğru şirket kültürünün oluşturulmasında kilit bir faktördür. Örneğin, bazı şirketler, çalışanların kendilerini kontrol etmeleri için belirtilen çalışma saatleri içinde "boş zamanın% 15'ini" ayırarak yeni fikirleri özgürce keşfetmelerine olanak tanır.
Üst yönetimin desteği, başarılı bir yaratıcı sürecin oluşturulmasının en önemli parçasıdır. Fırsat belirleme aşamasında, üst yönetimin aktif katılımı özellikle önemlidir. Ancak sadece üst yönetimin desteği ve geri bildirimi yeterli değildir. İlgili inovasyon araştırması, bir fikir için baştan sona kolektif bir katılım ve paylaşım mekanizmasının kurulmasının, bir fikrin başarısı için belirleyici faktör olduğunu göstermektedir. Mainemelis, yaratıcılığa değer veren şirketlerin fikirlerin geliştirilmesi için kaynak desteği sağlama olasılıklarının daha yüksek olduğuna ve yaratıcı gelişim sürecinde, çalışanlar tepeden yapıcı geri bildirim aldıklarında, yenilikçi ürünler üretme olasılıklarının daha yüksek olduğuna inanıyor.
Pek çok uzman, bir grupta fikir ortaya koymanın zor olmadığını, zorluğun şirketteki değişime direnç, yapısal engeller ve kültürel engeller nedeniyle yeni ürün geliştirme süreçleri uygulamak veya çalışma prosedürlerini değiştirmek olduğunu belirtti. Değişime karşı bu direnci ortadan kaldırmak için üst yönetimin desteğine ihtiyaç vardır.
Mükemmelliğin peşinde koşan doğru bir kurumsal kültür oluşturmak için, şirket gerçekten geliştirmeli ve sürekli olarak yeni fikirler peşinde koşmalıdır.Yeni fikirlerin peşinden gitme ve keşfetme ruhu, şirketin uzun vadeli başarısının temeli olan şirket kültürüne dayanmaktadır. Hamilton (Hamilton), yöneticilerin her türlü fikri hoş karşılaması gerektiğine inanır. Ve bununla ilgili daha fazla araştırmayı teşvik edin. Üst yönetimin desteği, işletme içindeki yaratıcı ekibin yavaş yavaş güven, güven ve ortak hedefler oluşturmasına yardımcı olur.
Şirketlerin daha fazla açıklığa kavuşması için, yaratıcılıkla ilgili sonuçlara atlamamak önemlidir. Hemen sonuca varmamak, yaratıcı başarının anahtarıdır. Buna genellikle grup yaratıcılığı ilkesi adı verilir (eleştiriye izin verilmez). Fikirlerin eksikliklerini görenler için en iyi yol, fikirleri yargılamak yerine iyileştirmeler veya yeni fikirler önermektir. Bu yöntem, şirketlerin yeniliği takip etme kültürü oluşturmasına yardımcı olur.
İç yaratıcılık ve dış yaratıcılık
Dışarıdan, özellikle müşterilerden, tedarikçilerden ve ortaklardan gelen fikirleri toplamak ve benimsemek giderek daha önemli hale geliyor. Bir işletmenin dışarıdan fikir edinme, değerlendirme ve kullanma yeteneği, pazardaki başarısı için belirleyici bir faktördür.
Ortaya çıkan eğilim, inovasyon sisteminin kademeli olarak kapalıdan açığa kayması ve işletmelerin rekabet avantajını artırmak için dış fikirlerin kullanılmasıdır.
Araştırmalar, daha fazla sosyal ağa sahip yaratıcı sağlayıcıların daha fazla ve daha iyi fikirler sağlayabileceğini gösteriyor. Bunun nedeni, daha fazla fikir üretebilecek bilgi ve bilgi elde etmek için daha fazla kanala sahip olmalarıdır. Grupla karşılaştırıldığında, bu etki bireysel düzeyde daha belirgindir. Bunun nedeni, grubun yeni fikirlerinin iç tutarlılık gibi filtreleme mekanizmalarından daha fazla etkilenmesi olabilir. Sosyal ağ bağlantılarını iyileştirmenin yolları şunları içerir: arenalar ve arenalar oluşturmak (belirli çevrimiçi topluluklar oluşturmak gibi); projelerde beyin fırtınası tekniklerini kullanmak; farklı departmanlar arasında bireyler arasındaki işbirliğini geliştirmek; bilgi yönetim sistemleri ve yaratıcı veritabanları aracılığıyla bilgi ve bilgiyi geliştirmek Bilgi paylaşımı.
Başarılı iç ve dış uygulamaları birleştirmek, güçlü bir profesyonel bilgi ağı ve bilgi grubu oluşturabilir. Bu bilgi grupları profesyonel görüş ve değerlendirmeler, hızlı bilgi paylaşımı sağlar ve farklı kaynaklardan fikirleri bir araya getirebilir. İç ve dış işbirliği, fikirleri eleştirel bir şekilde değerlendirmek, iyileştirmek ve optimize etmek için birden fazla perspektif ve farklı düşünme yöntemleri sağlayabilir. Bu iç ve dış iletişim süreci, özellikle bu fikirler dışarıdan geldiğinde, farklı fikirlerin birleştirilmesini ve daha da geliştirilmesini teşvik edebilir.
Şirket dışından fikir bulmanın yolu, tüketim malları endüstrisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu eğilim, yaratıcı yönetim uygulamasında özellikle önemlidir, çünkü dışarıdan gelen fikirler tamamen farklı yönetim yöntemleri gerektirir. İçeriden öğrenenler yaratıcılığı "zayıf bir ürün" olarak tanımladığında, daha fazla gelişmesini engelleyecektir. Bir kuruluş ister dış fikirleri sindirebilsin, ister yeniliği gerçekleştirebilsin, hoşgörü çok önemlidir.
İstisna süreci ve sistem süreci
Çoğu şirket artık belirli bir standart yeni ürün geliştirme sürecini benimsiyor, ancak gerçekte, yeni bir ürünün geliştirilmesine devam edip etmeme kararı hala kıdemli yöneticinin "sezgisi" gibi öznel kriterlerden etkileniyor.
Bazı insanlar, bir organizasyondaki yeniliğin genellikle istisnai bir süreçte gerçekleştirildiğine ve başarısının genellikle özenli çabalardan ziyade tesadüflerin sonucu olduğuna inanır. Bir işletmede, yeni bir fikir nadiren değerlendirilmek üzere üst yönetime sunulur ve genellikle kendi kendine zarar verir. Daha kötüsü, yanlış kişiye, yanlış yere teslim edilecekler veya hiç sunulmayacaklar.
Yeniliğin ancak istisnai süreçlerle başarılabileceği görüşü değişiyor gibi görünüyor. Bu eğilim, çoğu şirketin, fikirlerin üretilmesi ve değerlendirilmesinde daha sistematik araçlara ihtiyaç duyduğunu ve böylece şirketin tasarım stratejisiyle yakından uyumlu hale gelebileceğini yansıtmaktadır. Strateji ile bağlantı ne kadar yakınsa, dayandığı süreç o kadar sistematiktir ve ticari başarı elde etmek için fikirlerin pazara uyarlanmış ürünlere dönüştürülmesi olasılığı o kadar yüksektir. Gamlin ve diğerleri, sistematik yaratıcı yönetimi teşvik etmek için 5 temel faktör öne sürüyor: fikirler için net iş hedefleri belirleyin; en iyi zamanı tanıma; birden çok yaratıcılık kaynağı geliştirin; çeşitli zorluklara olumlu bir bakış açısıyla bakın; geçer Yaratıcılığı daha da geliştirmek için işbirliği yapın.
Araştırmalar, büyük bir çok uluslu şirketin tüm yöneticilerinin 20.000 fikri değerlendirmek için 5500 ila 11.000 saat harcadığını gösteriyor. Bu, yaratıcı değerlendirmenin verimliliğinde iyileştirme için çok büyük bir alan olduğu ve şirketlerin etkili bir yaratıcı yönetim sistemi uygulayarak çok zaman kazanabileceği anlamına gelir. Büyük şirketler için bu, reklam öğesinin kurumsal hedefleri karşılamasını sağlarken, reklam öğesinin karmaşıklığını ve değerini değerlendirmek için yaratıcı bir değerlendirme ölçeğinin geliştirilmesini gerektirir.
Gelişmiş ve radikal fikirler
Yeni ve değerli fikirler üretmek, yaratıcı sürecin temel amacıdır. Değişikliği reddetme, riskten kaçınma ve radikal inovasyonun yeni ürün geliştirme sürecine getirdiği belirsizliği kavrayamama gibi birçok faktör bu hedefin gerçekleştirilmesini engelliyor.
Çoğu görüş, iyileştirme fikirlerinin radikal fikirlerden daha az belirsiz ve riskli olduğuna inanır çünkü ekip üyeleri sorunun arka planını daha iyi anlar ve potansiyel geliştirme fırsatlarını daha derin bir şekilde anlar. Bu nedenle, bu temelde üretilen geliştirilmiş fikirler insanlara daha fazla güven verebilir. Araştırma ayrıca, fikir ne kadar radikal olursa, fikrin riskinin o kadar yüksek olduğunu ve yöneticiler tarafından reddedilme olasılığının da o kadar yüksek olduğunu göstermektedir. Bunun nedeni, performans baskısıyla karşı karşıya olan yöneticilerin risk alma konusunda isteksiz olmalarıdır. Başarısızlık korkusuyla genellikle kısa vadeli hedeflere ulaşmayı seçerler. Bu aynı zamanda yöneticilerin neden kaçınılmaz olarak gelişmiş fikirlere ilgi duyduğunu da açıklayabilir.
Bu sorunu çözmek için, yaratıcı karar verme aşamasında, giderek daha fazla şirket, sadece birkaç seçeneğe değil, şirketin temel değerlerine göre kararlar almaya başlıyor. Kurumsal temel değerlere dayalı yöntemin giderek daha popüler hale gelmesinin ana nedenlerinden biri, yaratıcı projeleri temel değerlere daha uygun hale getirerek karar alma sürecini yönlendirmeye ve entegre etmeye yardımcı olabilmesidir. Diğer bir neden de, fikirlerin üretilmesinin genellikle sadece organizasyonel kararlarla değil, aynı zamanda bireysel kararlarla da ilgili olmasıdır.
Esneklik, temel bir değere dayalı yaklaşımın başarısının anahtarıdır. Bir şirketteki yaratıcı faaliyetlerin yenilik ve yenilik açısından sorunsuz olup olmadığına bakılmaksızın, değer odaklı düşüncenin yaratıcılığın kalitesi üzerinde potansiyel olumlu bir etkisi vardır. Ward ve diğerleri, daha soyut değer odaklı bir yaklaşımın daha yeni fikirler üretebileceğine inanıyor. Bu nedenle, bu fikirlerin yaratıcı yönetim sistemindeki standartları karşılama olasılığı daha yüksektir ve aynı zamanda yenilikçi fikirleri de doğuracaktır.
Fikir sayısı ve fikir kalitesi
Tüm yenilikler yaratıcılıkla başlamasına rağmen, çok az kişi yaratıcılığın farklı aşamalarını anlamak için ilgili literatüre dikkat eder. Yaratıcı süreci yönetmeye kıyasla, çok sayıda fikir üretmek daha yaygın bir uygulamadır. Buna nicelik arama niteliği denir.
Herkes yaratıcı kalitenin önemli olduğunu kabul etse de, yine de görmezden geliniyor. Akademide, başarılı bir iş inovasyonunun kaç fikir üreteceği konusunda her zaman bir tartışma vardır. Cevap 3000, 100'den 6.6'ya kadar geniş bir aralığı kapsıyor. Bu, etkili yaratıcı yönetimin gerekli olduğu anlamına gelir.
Geleneksel kavram, ne kadar çok fikir olursa, başarı şansının o kadar yüksek olduğuna inanır Bu nedenle, işletmenin ihtiyaçlarını karşılayan en iyi fikirleri keşfetme şansını artırmak için mümkün olduğunca çok fikir üretilmelidir. Pek çok uzman, bir ekip ne kadar yaratıcıysa, yanıtları bulmanın o kadar kolay olduğuna inanıyor. Bu "piyango bileti satın alma yöntemi" (ne kadar çok bilet alırsanız, kazanma olasılığınız o kadar yüksek olur) bir "sendikasyon stratejisi" haline geldi. Bu stratejinin mantığı şudur: Takımdaki piyango alıcılarının sayısını artırabilirseniz, kazanma şansınız daha yüksek olacaktır. Reitzig, nihayetinde daha fazla gişe rekorları kıran fikirler elde etmek için, şirketlerin mümkün olduğunca çok çalışanı başlangıçtan itibaren yaratıcı faaliyetlere katılmaları için harekete geçirmeleri ve yaratıcı gruba girmeden önce onları fikirlerle katkıda bulunmaya teşvik etmeleri gerektiğine inanıyor.
Herkesin her zaman fikirleri vardır (şirketler ve çalışanlar) Ancak, tüm fikirler yaratıcı değildir ve her fikir yeniliğe yol açamaz. Kasıtlı yaratıcı yönetim yerine şans ümit etmek tehlikelidir. Ulrich ve Eppinger, fikirlerin miktarını teşvik etmenin fikirlerin kalitesini düşüreceğine ve bunun da insanların değersiz fikirlerle zaman kaybetmelerine neden olacağına inanıyor.
Yaratıcı başarının faktörleri
Geçmişte, sistematik bir yaratıcı sürecin başarılı olması için aşağıdaki unsurlara dayanması gerektiği kabul edilmişti: iyi planlama, verimli karar verme, toplantıların sıklığını ve zamanlamasını sağlama, katılımcıların geçmişlerinin çeşitliliği ve yaratıcı yaratıcıların eğitimi ve organizasyonu Yeni ürün geliştirme, kişisel coşku, organizasyonel teşvik sistemi ve başarısızlık için kurumsal toleransı destekleyin ve bunlara öncelik verin.
Mevcut teori, fikirlerin kalitesini ve başarısını etkileyen dört faktör olduğuna inanmaktadır: fikirlerin ortalama kalitesi; fikirlerin sayısı; fikirlerin kalitesindeki farklılıklar; grubun fikirlerin kalitesini belirleme yeteneği. Bu faktörler, yaratıcılığın kaynağı, grubun arka planı, yaratıcılığın türü ve farklı yaratıcılığın işbirliği süreci gibi bir dizi başka faktörden etkilenir.
Başarının önündeki iyi bilinen ancak nadiren bahsedilen bir başka engel de insanların değerlendirme ve başarısızlık korkusudur. Pissarra ve Jesuino, anonimliği kullanmanın sadece grupta daha iyi fikirler üretemeyeceğine, aynı zamanda grup üyelerinin memnuniyetini de artıracağına inanıyor. "Yapıcı anonimlik", özellikle bürokratik işletmelerde etkili olan "utançtan" kaçınmanın en etkili yoludur. Bu yöntemin, değerlendirmenin olumsuz etkilerini ve eleştiri korkusunu zayıflatarak bireylerin ve grupların yaratıcı performansı üzerinde potansiyel olumlu etkileri vardır.
Birçok şirket çok önemli bir ikilemle karşı karşıyadır: fikirlerinin başarısını nasıl değerlendirecekleri. Yirmi yıldan fazla bir süredir insanlar bu konuyu derinlemesine tartışıyorlar. MacCrimmon ve Wagner, yeniliğin (bazı yeni ve orijinal şeyler sağlaması) ve alaka düzeyinin (diğer ürünlere eklenmiş) endüstride yaygın olarak kullanılan kavramlar olduğunu ve ardından pratikliğin (fizibilite) geldiğini buldu. ), profesyonellikten (belirli bir alana odaklanma) nadiren bahsedilir.
Birçok uzman, yaratıcılığın özelliklerini değerlendirmek için farklı ölçekler kullanır.En yaygın kullanılan ölçek, özgünlük ve uygulanabilirliğin değerlendirilmesidir. Bir fikrin özgünlüğü ve uygulanabilirliği, kullanışlılığına (faydasına) ve ayrıntı düzeyine (ayrıntı) göre daha da geliştirilebilir.
Poetz ve Schreier, profesyoneller ve sıradan kullanıcılar tarafından önerilen fikirleri karşılaştırdılar ve sıradan kullanıcılar tarafından önerilen fikirlerin yenilik ve müşteri faydaları açısından önemli ölçüde daha yüksek, ancak fizibilite açısından biraz daha düşük puan aldığını buldu. Buna ek olarak, sıradan kullanıcıların derinlemesine yerleşmiş ihtiyaçlarını karşılayan gelişmiş fikirler sağlama olasılığı daha yüksekken, tedarikçilerin yetenekleriyle tutarlı, teknoloji tabanlı çözümler sağlama olasılığı daha yüksektir.
Daha önce bahsettiğimiz gibi, aşağıdaki faktörler fikirlerin başarısı için kritik öneme sahiptir: net iş hedefleri, en iyi zamanı tanıma, birden çok fikir kaynağı geliştirme ve işbirliği yoluyla fikir geliştirme. Ayrıca yaratıcı çalışanlar, sistematik bir fikir üretme süreci, fikir üretmek için gereken süre ve uygun fikirleri seçme ve değerlendirme yöntemi de vazgeçilmez faktörlerdir.
Araştırmamız, şirketlerin yenilik sürecinde genellikle iki hata yaptığını da ortaya çıkardı: geliştirilmiş fikirler ile radikal fikirler arasındaki farkı anlamamak ve yaratıcı parçaların değerini fark edememek. Sonuç olarak, başarılı yenilik genellikle tek bir fikrin değil, "bir grup fikir ve bilginin bütünleştirilmesinin sonucudur."
Sonuç (ve tavsiyeler
Fikirler, bir işletmenin başarısı için hayati öneme sahiptir çünkü tüm yeniliklerin başlangıç noktasıdır. Etkili bir yaratıcı yönetim sistemi, çalışanların yaratıcılığına saygı duyan bir inovasyon kültürünün gelişmesine yardımcı olur.
Şaşırtıcı bir şekilde, yöneticilerin kişisel "sezgileri" hala bir yaratıcılığın yaşamını ve ölümünü belirliyor. Önemli yenilik fırsatlarını değerlendirirken aşırı öznel kriterlerden kaçınılması gerektiğine inanıyoruz. Bilgiyi çalışanlara yaymak ve daha da önemlisi iyi veya kötü fikir kriterlerini netleştirmek için karar verme süreci şeffaf olmalıdır. Bu, bu standartları karşılayan daha fazla fikir üretilmesini teşvik edebilir.
Fikir üretme sürecinde hoşgörülü politikalar benimsemeyi öneriyoruz Şirketin yaratıcı stratejisi ile koordinasyonun öncülüğünde, çalışanlar tuhaf fikirlerine sahip olmaya teşvik edilmelidir. Dış fikirler edinilirken stratejik koordinasyon özellikle önemlidir. Tasarım yöneticileri, yaratıcılığın kaynağının yaratıcılığın türünü belirlediğinin çok farkındadır.
Fikirleri kavramsallaştırmadan yeni ürün geliştirmeye dönüştürme sürecinde siyasi faktörler de olacaktır. Tasarım yöneticileri çalışanları eğitmeli ve onlara fikirlerin nasıl satılacağını öğretmelidir, böylece her fikir eşit değerlendirme fırsatına sahip olur. Etkili bir yaratıcı yönetim sisteminin bir başka yararı da, yaratıcı değerlendirmeye harcanan yönetim süresinden tasarruf edebilmesidir. Yaratıcı yönetimin nihai başarısı, doğru yaratıcı süreç yapısına ve ilgili organizasyonel uygulamaya bağlıdır. (Çeviren: Wang Ran)
Yazar hakkında | Simon Bolton, Camille Chinneck: Cranfield Üniversitesi, Yaratıcı Tasarım Merkezi Profesörü, İngiltere
Makale kaynağı | Bu makale "Tsinghua Management Review" 2012 Sayı 6'dan alınmıştır
Bu makaleden sorumlu editör | Xiao Ziqiang
Daha fazla teklif görmek için "Orijinal metni okuyun" u tıklayın
