"Bu çorak tepedeyim / boş odamı özlüyorum / tozlu." Bu Haizi'nin şiiridir. Bu ıssız bir şehir. Tüm görkem münzevi. Pencerenin dışında duvarın bir köşesi, gökyüzünün bir köşesi ve bir ağacın bir köşesi var. Ebedi düşünceler ve şefkat, bir tür donuk olgunluk ve değişim olan sakin yüzeyin altında gizlidir. Rüzgar dumanı esiyor, bulutlar karalanmış ve sonsuz otlakla yüzleşiyorum, ellerim boş, yıllarımın boş olduğunu ve boş zamanlarımın tükendiğini iç çekerek. Yaşamın doğası burada ve şimdi açıkça ortaya çıkıyor ve Cang Yun sessiz kaldı, buradan başlayıp dokuz cennetin dışına doğru sadece bir çift kozalı büyük ayak bıraktı.
Kör lös ve koyu kırmızı kalıntılar, rüzgarın ve yağmurun aşınmasıdır; dindar lama, altın Buda, tüm canlılara acıyan, sonsuz şefkatin yüzü, dünyadaki son inancı bulmak için sizinle kesişir. Burada hem günahkar hem de şefkatli kişi dünyadaki yaşamın zulmünden ve ölüm saçmalığından kaçamaz. Zamanın başlangıcında insanların doğaları gereği iyi olduğuna inanıyorum. Buddha'ya ya da Tanrı'ya inanmıyorum ama ben dindar bir adamım, erdemin birikimini savunan ve iyi olmaya başladım ve sakinim. Bir insan ancak tüm hayatı boyunca yaşayabilir ve ölmeden ve pişmanlık duymadan elleriyle çalışmaya devam edebilir. Hacıların sırtları genellikle yol kenarında görülür, gözleri sağlam ve ısrarcıdır ve tüm yol boyunca sadık bir şekilde eğilerek insanlara Buda'nın kalbini hissettirirler. Bu saf yer geçmişte gömülebilir ya da sonsuza dek anılabilir.
Genelde paçavra toplama veya atık toplama olarak bilinen tüm eski ve bozuk şeyleri seviyorum. Çöp atma terimi iyidir. Değiştirilemez erdem. Önemli olan bir şey değil, üzerinde kalan yılların izidir, çünkü zaman kopyalanamaz. Zaman bizi her yere götürüyor, ama sonuçta, bazı şeyleri eski yerde bırakıp, yol boyunca sürekli arayarak ve bir kenara atmaya devam edeceğiz Sadece israfı temizleyerek bir daha asla göremeyeceğimiz gençliği ve vahşiliği bulabiliriz. Hafıza, dün kal. Anılar, bekleyin.
Gannan. Ruhun bedenden çıktığı yalnız bir yolculuk.