İster canlı bir cisim, ister cansız bir cisim olsun, mikro-fizik perspektifinden bakıldığında, her şey, aralarında atomlar ve moleküller bulunan geniş dağılmış parçacıkların bulunduğu temel parçacıklardan oluşur. Örnek olarak insan vücudunu ele alalım: Makro açıdan insan vücudu çeşitli bölümlerden, organlardan ve sistemlerden oluşur, ancak insan vücudunun bileşimi mikro bir bakış açısıyla izlenebilirse, bir sürü farklı atom türü olacaktır. Bilim adamlarının eksik tahminlerine göre, bir yetişkinin vücudunu oluşturan atom sayısı 600 milyar trilyondur ve bunların 60'tan fazla atom türü vardır. Öyleyse soru şu, insan vücudundaki bu atomlar nereden geliyor? İnsan, belirli bir yöntemle bir atomu yaratabilir veya yok edebilir mi?
Atom fiziği hakkında çok az bilgisi olan arkadaşlar, atomların elektromanyetik kuvvetin etkisi altında elektronlar ve çekirdeklerden, çekirdeklerin ise güçlü nükleer kuvvetin etkisi altında proton ve nötronların birleşmesiyle oluştuğunu bilmelidir. Atom tipini elektron sayısı değil, proton sayısı belirler.Örneğin, bir hidrojen atomunun çekirdeğinde bir proton ve bir nötron varken, bir helyum atomunun çekirdeğinde iki proton ve iki nötron bulunur. Periyodik tablo atomik protonlara dayanır. Sayılar en büyükten en küçüğe doğru sıralanmıştır.
Başlangıçta periyodik tabloda 100'ü aşacak kadar element yoktu, ancak insan nükleer fiziğinin sürekli gelişmesiyle birçok yeni element üretildi. Geçen yüzyılın başından beri bilim adamları yapay nükleer reaksiyonlarla yeni elementler keşfetmeye çalıştılar En tanıdık bilimsel figürümüz Madame Curie, yaşamı boyunca hem polonyumu hem de radyumu keşfetti. Daha sonra, bilim adamları fiziksel reaksiyonlarla yeni elementler yarattılar. Bu, insanların gerçekten yeni atomlar yaratabileceği anlamına gelir, ancak bu, insanların kendi atomlarının kendileri tarafından yaratıldığı anlamına gelmez. Peki, bunlar nereden geliyor?
"Luohong acımasız bir şey değildir, çiçekleri korumak için bir bahar çamuruna dönüşür", bu şiir sadece adanmışlık ruhunu iletmekle kalmaz, aynı zamanda her şeyin doğadan geldiğini ve insanların aynı olduğunu gösterir. Bu mantıksal akıl yürütmenin ardından, insan vücudunu oluşturan tüm atomlar doğadan gelir. Bu nasıl kanıtlanabilir? Şu anda insan vücudundaki tüm atomların yeryüzünden olduğunu ispatlayacak doğrudan bir yöntem yoktur, ancak insan kökenli bakış açısından bu olasılık oldukça yüksektir. Dahası, dünyadaki atomların çoğu çok kararlı özelliklere sahiptir ve nükleer bir reaksiyona girmeden orijinal elementten başka bir türe değişmezler.
Gezegen bilim adamları, bir dereceye kadar, insan vücudundaki tüm atomların dünyadan geldiğine inanıyorlar, ancak bunların nihai kaynağı dünya değil, güneş sistemi ve hatta daha geniş galaksi ve evren. Güneş sisteminin oluşumunun ilk günlerinde, sistemde birçok bulutsu ortaya çıktı ve bu bulutsularda büyük gezegenler giderek daha fazla oluşmaya başladı. Başka bir deyişle, gezegeni oluşturan atomlar ilk olarak bu güneş bulutsularından geldi ve güneş sistemindeki bulutsular, güneşin içindeki nükleer füzyon reaksiyonlarıyla üretilebilir veya sistemin dışından yüzmüş olabilir.
Böylelikle eğer kaynak takip edilecekse insan vücudundaki atomların kökeni cevapsız bir soru haline gelecektir. Öyleyse insan öldükten sonra atom takip edecek ve yok olacak mı? Bilim adamları, atomları yaratmanın ve yok etmenin tek yolunun nükleer reaksiyon veya yok etme reaksiyonu olduğunu ve bu iki reaksiyonun ölümden sonra meydana gelmeyeceğini söylüyorlar.İnsan vücudundaki her şey yavaş yavaş başka formlara dönüşür ve doğaya geri döner, bu nedenle atomlar yok olmadı.