Moda kurbanı: Efsaneden gerçeğe, giysinin "mikroskop" altındaki ölümcül tarihi
Yazar Alison Matthews David
İnsanlar, Taş Devri'ne kadar izlenebilecek tehlikeli eğilimleri takip etmekten muzdariptir.
Moda ne kadar ölümcül? Moda tasarımcısı Oscar de la Renta ilk olarak "moda kurbanı" terimini önerdi. De La Renta, birçok moda tutkunu kadının moda kurbanı olacağına inanıyor. Bu terimin popülaritesi ile "moda kurbanı" kavramı da genişliyor. Kasıtlı ya da tesadüfi olsun, moda tarihte ölüm, hastalık ve deliliğin nedenlerinden biri haline geldi.
İnsanoğlu, hayatı boyunca giyim eşyası içinde yaşar. Bununla birlikte, on dokuzuncu yüzyıldan günümüze, insan vücudunu korumak ve insanları rahat hissettirmek için tasarlanan giysiler gizli bir ölümcül faktör haline geldi ve yapımcıların ve kullanıcıların ölmesine neden oldu.
Gizli zehirli boyalardan yanan kuş kafesi çantalarına, sert yakalara, korselere ve yüksek topuklu ayakkabılara kadar, giyim tarihin en ölümcül silahı olmuştur. Ryerson Üniversitesi Moda Okulu'nda doçent olan Alison Matthews David, dünyanın dört bir yanındaki büyük müzelerin moda ürünlerini ve metinlerini araştırdı, günlük zararsız kıyafetleri "mikroskop" altına aldı ve modanın nasıl olduğunu anlattı. Ölümcül hikayeler - kimyasal toksinleri, bulaşıcı hastalıkları süzerek ve kazalara (yangınlar ve dolaşmalar dahil) neden olarak onları yapan ve onları giyenlere işkence eden. Bunların arasında Oscar Wildeın üvey kız kardeşinin ölümü ve dansçı Isadora Duncanın fularından kazara boğulması var.
"Rüzgar Gibi Geçti" filminden fotoğraflar.
Aşağıdaki içerik, yayınevi tarafından yetkilendirilmiş Alison Matthews David'in "Moda Kurbanları" ndan alıntılanmıştır.
Etkili koruma sağlamayan bir çift medikal eldiven
Karen Wittham, 14 Ağustos 1996
(Karen Wetterham)
Kimyasal deney üzerinde yoğunlaşılıyor. Dartmouth Koleji'ndeki 48 yaşındaki kimya profesörü uzun yıllardır toksik metaller üzerinde çalışıyordu ve o gün bir istisna değildi. Aynı gün, yanlışlıkla profesörün eldivenlerine birkaç damla cıva bileşiği sıçradı ve bir yıl içinde öldü.
Profesör Wittham o sırada tıbbi eldivenlerin cilt üzerinde güçlü bir koruyucu etkisi olduğuna ikna olmuştu, bu nedenle kazadan sonra eldivenleri zamanında çıkarmadı. Bununla birlikte, bu eldivenler sayesinde, yüksek derecede toksik madde olan dimetil cıva, 15 saniye içinde cildine nüfuz etti ve kanına battı. O sırada her şey normaldi, zavallı profesör hiçbir belirti göstermedi, ancak fiziksel durumu altı ay sonra büyük ölçüde kötüleşti. İşitme, görme, hareketlilik ve dil becerilerinin hepsinde sorunlar var.
Daha sonra yoğun tedavi almasına rağmen profesör, beş ay komada kaldıktan sonra 8 Haziran 1997'de öldü. Sağlık personeli, saç testi insan vücudundaki cıva içeriğini etkili bir şekilde ölçebildiği için beyninin ciddi şekilde hasar gördüğünü keşfetti, test için profesörden bir saç teli aldılar. Deneyler, Profesör Witthamın saçının cıva içeriğinin normal içeriğin 4200 katı olduğunu ve insan vücudunun dayanabileceği ağır metal içeriğinden 22 kat daha yüksek olduğunu kanıtladı.
Profesör Karen Wittham, uykuya dalmadan önce, "gelecekte cıva zehirlenmesi karşısında biliş, tedavi ve savunma yeteneklerini" geliştirmek amacıyla, durumunu tıp ve bilim çevrelerindeki ilgili bölümlere bildirmeyi umduğunu söyledi. Peki, Karen Wittham'ın trajedisi nerede ortaya çıktı? Cevap açıktır: ona etkili bir koruma sağlayamayan bir çift eldiven, bir çift tıbbi eldiven, bir çift tıbbi eldiven.
"Moda Kurbanları", Alison Matthews David, Çeviri: Li Chan, Chongqing University Press, Ağustos 2019.
Kaza "uzak" bir laboratuvarda meydana gelmesine rağmen, sıradan insanların günlük yaşamlarının her türlü giysi ile korunması gerektiğini kabul etmeliyiz, değil mi? Kıyafet bir incir yaprağı, bedenin zırhı ve ruhun rahatlığıdır. İnsan, doğumdaki bebeklikten yaşamın sonundaki kefene kadar, hayatları boyunca bir kıyafetle birlikte yaşarlar.
19. yüzyılda Fransız bir yazar bunu şöyle tanımladı: Evler gibi giysiler, insan yaşamı için gerekli olan tüm maddi unsurları içerir ve "dış dünyanın zararına direnmek" için yeterlidir. Bununla birlikte, insanlığın kırılgan etinin ve kanının koruyucusu olan giysilerin, çoğu durumda görevlerini yerine getirebilmek yerine, kötü katiller ve ölüm suç ortakları haline geldiklerini saflara bildirmem üzücü. Fantastik giysiler elbette daha öldürücüdür ve sıkıcı normal kıyafetler çok fazla değildir: çoraplar, gömlekler, kısa etekler, uzun etekler ve hatta görünüşte rahat pamuklu gecelikler katil kampının bir üyesidir.
En çok etkilenen bölgeler, 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında Fransa, İngiltere ve Kuzey Amerika idi. O zamandan beri, moda makinesi ve taşıyıcı giyim, vücudun doğal yasalarını kademeli olarak değiştirdi. "Şık ve sofistike" moda erkekler ve kadınlar için, dış imaj iç sağlıktan çok daha önemlidir: Bayanlar yüksek topuklu ayakkabı giyer, kasnaklı jüpon giyer ve içeride korse, yolda tökezler; erkekler ağır silindir şapkalar giyer Terleme, boyun yakasının yıkanması ve ayaklarının altındaki ince çizmelerle boğulduğu, kimsenin dayanamayacağı tahmin ediliyor.
"Rüzgar Gibi Geçti" filminden fotoğraflar.
En korkunç şey sözde "kadın modası" dır. Bu güçlü sosyal makine ve statü sembolü, ister bir terzi ister bir şifoniyer olsun, onunla "iletişim kuran" herkesi yapmaya yeter. Hepsi işkence gördü, fiziksel ve zihinsel olarak tükendi. Bu insanlar "köle" ve "kurban" tır. Tanrılaştırılmışlarsa "şehit" olarak adlandırılabilirler.
1827'de İtalyan romantik şair Giacomo Leopardi
(Giacomo Leopardi)
"Moda ve Ölüm Arasında Bir Diyalog" eserinde
(Moda ve Ölüm Arasındaki Diyalog)
İçinde "moda" kişileştirilir ve ölümün kızkardeşi olarak adlandırılır. "Moda" en çok ölüm oyunlarını oynamayı sevdiğini gururla ifade ediyor. "Ayakkabıyla hapsedilmiş topallayanlar, korseleri nefeslerini kesiyor, gözleri şişiyor ... Onları nazikçe bu beyefendileri acı çekmekten kurtarmaya ikna ediyorum. Ancak onlar. Beni sev, her gün binlerce işkence ve acı çekmeyi tercih ederim, bu kadar görkemli olsa bile, beni hala seviyorum. "
19. yüzyılın başlarında, moda zehiri nesneleri kadın ve erkek arasında bölünmedi. İki balmumu "ölü mümin", kitap rafının iki ucu gibidir, birbirlerini yankılanır, insanları dehşete düşürür ve hayatın kırılgan ve modanın bozulabilir olduğu konusunda üzülürler. Bununla birlikte, 1830'da moda endüstrisinde cinsiyet farklılıkları öne çıktı. Erkekler için siyah takımlar hakimdir, sadece giysinin işlevselliğini yansıtmaz, aynı zamanda Batı dünyasında demokrasi, akılcılık ve teknolojik ilerlemenin bir sembolüdür. Bu tutum, "Elverişli Yaşam" adlı hicivli bir resim ile açıkça gösterilmektedir.
Bu resmin kahramanı, çeşitli ekipmanlara sahip dönebilen bir şapka: gözlük, puro, koklama kutusu, büyüteç ve hatta kulaklardan sarkan bir çift hoparlör. Bu ekipmanla, resimdeki kişi sadece elini uzatarak işitme ve görme yeteneğini geliştirebilir, güzel kokulu havayı koklayabilir ve zaman zaman zihnini tazeleyebilir. "Bir şeyler almak konusunda endişelenmenize gerek yok."
Bu tabloyu görünce yüksek sesle gülebiliriz, ancak bir asır sonra aynı türden daha gelişmiş bir cihaz, yani "Google Glass" üretildi. Daha güçlü işlevlere, daha ayrıntılı sınıflandırmaya ve ayrıca insanlar tarafından her zaman, her yerde kullanılabilecek bir kamera ve ağa sahiptir. Aksine, kadınlar "doğal olarak" cahil, çılgın ve keyfi moda izleyicileri haline geliyor. Fashion Hammer, evde veya dışarıda sert vurur ve kadınların hareketini ve sağlığını engeller. Modern kadın kıyafetleri geçmişe göre daha pratik ve rahat olsa da, "moda" kelimesinin cinsiyet farklılıkları lanetinden asla kopmadığını söylemeliyiz.
Efsaneden gerçeğe: zehirli pelerin ve kozmetik
Zehir, giyim söz konusu olduğunda, eski zamanlarda var olan ancak insanlar tarafından bakılmayan büyük bir krizdir. Geçmişte giysiler ve kozmetikler genellikle toksik kimyasallardan yapılırdı, ancak bugüne kadar insanlar bunları giyip kullanıyordu. Zehirli giysilerle ilgili sayısız efsaneyi ortaya çıkaran şey, bu zehirli giysi korkusudur.Bu hikayeler çeşitli dönemlerde var olmuş ve çeşitli kültürlere yayılmıştır. Toksin solunduğu sürece, insan vücudu hızla zarar görür. Zehirli giysiler, antik çağlardan günümüze görünmez bir katil olan keskin bir silahtır, doğrudan deri ile temas eder ve zehir vücut tarafından gözenekler yoluyla yavaşça emilir.
"Makyaj Fabrikasının Tüberküloz Kostümü", 1830.
Ancak yavaşlık zararsızlık anlamına gelmez.Tarih ve bugün bize insanların kimyasal ilaçlar ile bulaşıcı hastalıklar arasındaki ilişkiyi ortadan kaldıramayacağını söylüyor.Sadece enfekte bir bez parçası insanlar arasında ölüme neden olabilir.
19. yüzyıldan önce bilimsel toksikoloji ve adli tıp henüz ortaya çıkmamıştı, zehirler söz konusu olduğunda bunun gerçek mi yoksa fantezi mi olduğunu söylemek zordur. Rönesans döneminde insanlar hastalığın kötü hava yoluyla yayılan zehir olduğunu düşündüklerinden, bir çift kokulu eldiven giydiğiniz sürece güçlü parfüm kokusu eldiven sahibini bulaşıcı hastalıklardan koruyabilir. Ancak eldivenlere parfüm veya zehir püskürtülebilir. Kraliçe Catherine Medici
(Catherinede Medici, 1519-1589)
Zehirlemek için eldiven kullanmakla suçlandı.
Kraliçe Catherine de Medici'nin Portresi (1519-1589).
Bizans İmparatorluğu'nda, Güney ve Orta Asya'yı kapsayan bu imparatorluğun geleneksel kutlamalarında ve Sahra-altı Afrika'nın kenarlarında, insanların şeref cüppesi olarak da bilinen "Khil'at" a ihtiyaçları vardı.
(Onur Robesof)
Bu nedenle, bu cüppeler o zamanlar popüler bir suikast aracı haline geldi. Geleneğe göre, bu muhteşem ipek elbiseyi alanların hemen bu elbiseyi giymesi gerekiyor, bu yüzden bir ikilem ortaya çıkıyor: "Ya zehirli olabilecek bu elbiseyi kabul etmeyin, sonra başkalarının gözünde sadakatsizliğe dönüşün. İnsanlar; ya sakince kabul edin ve giyin, sonra gelebilecek ölüm tanrısını sessizce bekleyin. "
En ünlü "Zehirli Giysiler Efsanesi", Yunan mitolojisindeki "Nessus'un Elbisesi" dir.
(Nessus Pelerini)
Bu efsanevi hikayede, kahraman Herkül'ün kahraman Nesos'la düello yaptığı zaman, erkekçe bir düello yerine, uçan adamı karanlık bir okla vurdu. Düşmanın sırtı da zehirli bir yılanın ağzından çıkarılan zehirle söndürüldü. İntikam olarak, ölümden önce Nessus, Herkül'ün karısı Daguilia'nın güvenini aldatarak Daguilia'yı Nesuo ile karıştırdı. Si'nin kanı, sevgilisini sonsuza kadar sadık tutabilen bir tür aşk iksiridir, bu yüzden küçük bir şişe kan alıp sakladı.
Tabii ki, aslında, Nessus'un kanı o zamanlar zaten çok zehirliydi. Daha sonra Herkül aşkını aktardığında, kadın güzel bir cüppe üzerine gizlice zehirli kanı bulaştırdı ve kıyafetlerini hizmetkar Likas aracılığıyla Herkül'e sundu. Herkül onu giydi ve tanrılara kurban etti. Bu anda, kurban ateşi giysilerin zehirlenmesine neden oldu ve kahramanı diri diri "yaktı".
Sofokles
(Sofokles)
Trajik çalışması "Trakis Kadınları" nda
(Trachis'in Kadınları)
Herkülün oğlunun ağzından "ölüm cüppesi" nin trajedisini anlatıyor: "Başlangıçta zavallı adam çok mutluydu. Güzel ceketi onu dua ederken çok mutlu etti. Ama, Kısa süre sonra (kurban) tutuştu ... ter döküldü ve cüppe vücuduna yapışmaya başladı Aniden şiddetli ağrı aniden kemiklerini ısırarak seğirmesine neden oldu ve acımasız bir sahne oldu. Zehirli bir yılan gibi ısırıldı ve sonra zehir tarafından yavaşça eritildi. "Elbiselerini çıkaramadı ve Herkül sadece" güçlü asit "gibi derisini aşındırdığını görebilirdi.
Teknik açıdan, karısı zehirlendikten sonra Herkül zehirlendi, ancak daha acı verici olan, zehirli saldırının döngüsünün açıkça çok uzun olması, inişler ve çıkışlar olması ve yazarın birkaç bölüm kullanmasıdır. Tüm süreci yoğun bir şekilde tanımlayın.
Ne yazık ki bugüne kadar bu efsanevi hikaye hala tekrarlanıyor. Zehirler farklı olsa da, Viktorya dönemi insanları için pek çok aşındırıcı kimyasal, ısı ve ter yoluyla aktiviteyi uyaran mitolojik zehirler gibidir. Bu reaktifleri icat eden kimyager, boyama işçileri ve dikiş ustaları olsun, hepsi acı çekiyor. Tabii ilk kurbanlar hala tüketiciler. Nesos efsanesi oynamaya devam etti.
Tıp alanındaki en yetkili akademik yayınlardan biri "The Lancet"
(Neşter)
Okurların "insanları çorap veya iç çamaşırı zehirleyen" gibi yazıları okurken neden her zaman büyük güvensizlik gösterdiği konusunda kafam karıştı. "Belki de bu tür makaleler insanlara her zaman mitleri hatırlatıyor - Herkül'ün ölümü gibi." Bir Fransız doktor bir keresinde zehir efsanesinin bir zehir bilimi haline geldiğini yazmıştı, "Nessus'un cüppesi gibi, doğrudan fantezi eserlerinden gerçeğe çekildi."
"Likas Herkül'e kıyafet sunar" (1542-1548), Hollanda Ulusal Müzesi.
Günümüzde insanlar uyuşturucu kullanma konusunda gittikçe daha yetenekli hale geliyorlar ve özellikle kendilerini güzelleştirmek için uyuşturucuları kullanmakta çok başarılılar. botoks
(Botoks)
Botulinum bakterilerinin üremesi ile üretilen, insan dünyasında bilinen en ölümcül bakterilerden biridir. Botulinum toksini, seyreltildikten sonra yüz sinirlerini felç etmek ve kırışıklıkları düzeltmek için insan yüzüne enjekte edilebilir. Bu yaklaşım çoğu moda lideri tarafından kabul edildi ve hatta bazı siyasi liderler "genç kalmak" için bu yöntemi benimsedi. Kozmetikte kurşun sorununun Elizabeth döneminden sonra çözüldüğünü düşünebiliriz ama aslında kozmetikte moda "evrimi" nin uzun ve dolambaçlı bir yolu var ... Rujlarda kurşun sorunu bugün bile çözülmedi. .
Rönesans döneminde, Kraliçe I. Elizabeth beyazlatma amacıyla yüzüne sık sık kalın kurşun tozu uyguladı. Bu pudra "Venedik kurşun tozu" olarak adlandırıldı.
(Venedik Seruse)
. Çünkü "kurşun" rengi tek tip ve yarı saydam hale getirebilir ve istenen "beyaz" cildi oluşturur. Yüzyıllardır çeşitli kozmetik ürünlerinde kurşun kullanılmıştır. Kurşun tozu ile kaplanan cilt, çalışan insanların koyu ve pürüzlü tenlerinden tamamen farklıdır ve beyazların üstünlüğünü daha da vurgulayabilir.
Kraliçe I. Elizabeth
Bu moda, tıp mesleğinin nihayet dikkatini kozmetik alanına çevirdiği Viktorya dönemine kadar devam etti. Bir tıbbi raporun ortaya çıkması, doğrudan New York marka bir kozmetik üreticisinin mahkemede dava edilmesine yol açtı. 1869'da Amerikan Tabipler Birliği'nin kurucularından Lewis Searle
(Lewis Sayre)
Doktor birbiri ardına üç genç bayanı tedavi etti, hepsi Ryder kullanıyordu.
(Laird)
Markanın "Blooming Youth" kozmetik serisinden sonra vücut aşırı derecede zayıflamaya başladı ve Dr. Lewis bu hastalığa "kurşun felci" adını verdi. Ürünün reklamında, ürünün beyazlatma, kırışıklık giderme ve pürüzsüzleştirici cilt etkileri olduğu iddia ediliyor ancak bunun yanında etkisizleştirici etkisi de var. Üç kadın ayda yaklaşık bir şişe.Ürünü iki ila üç yıl kullandıktan sonra el kasları felç oluyor ve "tahta gibi zayıf". Kızlardan biri sadece 21 yaşında ve açıkça "çiçek açan gençlik" ürünlerini kullanacak kadar genç. Ürünün reklamları ve tıp dergisi illüstrasyonları iki uç zıtlık gibidir, biri "etkili güzelliği" ve diğeri "etkili sakatlığı" tasvir eder.
Soldaki resim, 1863'te Kongre Kütüphanesi tarafından toplanan Lyrder markası "Blooming Youth" ürününün reklamıdır. Sağdaki resim, "Blooming Youth" ürününü kullanan el kas felci nedeniyle felç olan "kurşun felci" den muzdarip 19 yaşındaki bir kızın resmidir.1869'da, illüstrasyon Dr. Lewis Sale'in tıbbi raporundan alınmıştır.
Reklamda, kız elindeki "sıvı incinin" kapağını incelikle açmış ve sonra lekelemiştir.Tıp resimde, sadece elleri bükülmüş ve zayıf sarkık başsız bir hasta görülmektedir. Şimdi bu hastalığa "bilek düşmesi" veya "radyal sinir felci" diyoruz ve hastalığın nedeni kurşun zehirlenmesidir. Resimde, 19 yaşındaki kız "yemek yiyemiyor, saçını tarayamıyor, elbisesinin üzerindeki bir iğne veya düğme bile. Aslında, elleri hiçbir şey yapamıyor." Neyse ki, aylarca ilaç tedavisinden sonra Ve "Elektroterapi", üç bayan ellerine protez yerleştirerek "şans eseri" iyileştiler. Takip eden on yıllarda markanın ürünleri piyasada satılmaya devam etti. Markanın, ürünün ABD Sağlık Komisyonu tarafından test edildiğini, "hiçbir şekilde zararlı madde içermediğini, insan derisine ve sağlığına zarar vermediğini" tüketicilere beyan ettiğini 1880'li yıllardaki reklamlardan görebiliyoruz.
Moda mağduru olmak "cinsiyet özelliklerine" sahiptir
1875'te listelenen bir Amerikan sıkıştırılmış toz markası olan Tetlow
(Tetlow)
"Kuğu Aşağı" serisi bir zamanlar çok popülerdi. Ürün, satış noktası olarak "güvenliği" kullanır ve "zararsız" kelimesi doğrudan dış ambalajın üzerine basılmıştır. Markanın kurucusu Henry Tetlow bir İngiliz vatandaşı olup Philadelphia'ya göç ettikten sonra parlamak için bir kozmetik ve parfüm şirketi kurdu. Yüzeyde, Tetlow markasının başarısı, erken kozmetik endüstrisinde kullanılan toksik toksik maddenin yerini alan ucuz bir beyazlatıcı ikame çinko oksidin (bu bileşen hala güneş koruyucu ürünlerde kullanılmaktadır) keşfinde yatmaktadır. madde. Bu nedenle, kozmetik alamayan sıradan kadınlar bir veya iki kutu ruj guaj satın alabilirler. Bu insanlara güvenerek Henry Tetlow bir servet kazandı. Bu pudra kutusunun iç ambalajında bir kuğu basılmış, su üzerinde, gölün altında yavaşça süzülüyor ve "Diğer pudra kekler gelip gidiyor, sadece Swan Down sonsuza kadar seninle" sloganı var.
Daha sonra, bir antika satıcısından açılmamış bir Swan Down kutusu satın aldım ve test için Ryerson Üniversitesi laboratuvarına gönderdim. Deneyin sonuçları insanları güldürüyor: bu toz çinko içeriyor, ancak aynı zamanda çok miktarda kurşun tozu da içeriyor. Tetlowun pazarlama promosyonu şüphesiz son derece aldatıcıdır. Swan Down hafif bir beyazlatma etkisine sahip olmalıdır. Bununla birlikte, ürünün uzun süreli kullanımından sonra, içindeki kurşun tozu kan yoluyla akciğerlere girebilir ve insan vücudunda birikebilir. Ardından, "Sonsuza dek seninle".
Amerikan toz kek markası Tetlow'dan 1875-1880 dolaylarında kurşun içeren "Swan Down" toz kek serisi.
Ne yazık ki, sonsuzluğunuz yüzünüzde değil, kemiklerinizde ve dişlerinizde.
Tarihsel olarak, bu tür toksik kozmetikler söz edilemeyecek kadar çoktur ki bu tüyler ürpertici, ancak boyalar için önemli bir hammadde olan kurşun, bugün hala çözülemeyen büyük bir sorundur. Kurşun ağır bir kirleticidir ve yasalar kozmetikte bir bileşen olarak kullanılmasını yasaklamaktadır, bu nedenle bu bileşeni rujların formül tablosunda görmek bizim için zor. Ruj ağız içine yenebilir ve dudak cildi incedir ve toksik maddeler vücut tarafından özellikle dudaklar yoluyla kolayca emilir. Yasa, ürün kurşun içerdiği sürece ne kadar olursa olsun güvensiz olduğunu belirtmesine rağmen, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA, kozmetiklerin güvenliğini düzenlemekten sorumlu ajans) ruj söz konusu olduğunda bugün kesinlikle güvenli bir ürün olmadığını belirtti. , Çünkü ruja hala "kasıtlı olarak" kurşun eklenir.
2011 yılında, FDA, tamamı kurşun içeren 400 ruju kontrol etti. Haziran 2013'te Toronto eczanelerinde en yüksek kurşun içeriğine sahip renkli dudak ürünlerini kasıtlı olarak aradım ve raflarda ilk yedi kurşun içeriğine sahip iki ürünün, L'Oréal Color Riche Volcanic No. 410 ve Tickled Pink No. 165 olduğunu buldum. İlgili tıbbi raporları okuduktan sonra endişelendiğim kadarıyla bu iki ruju ağzıma bir daha asla sürmeyeceğim ama cazibe hala orada. 410 numaralı dudak tüpü parlak altın rengindedir, tatlı kokar, parlak ve dolgun turuncu yılın popüler rengidir. Son teknoloji bir renk olarak turuncu, Prada, Marni, MarcJacob ve diğer büyük isimlerin 2010 sonbahar şovunda bile ortaya çıktı.
2015 yılında iki ruju tekrar kontrol ettim ve 410 numaradaki kurşun içeriğinin milyonda 7 parçadan milyonda 1 parçaya büyük ölçüde azaldığını gördüm, ancak 165 numaradaki kurşun içeriği hala aynıydı İki yıl önce tamamen aynıydı. Şimdiye kadar, bir kadının her gün istemeden ne kadar ruj tükettiğini gösteren net bir veri yok ve bu bileşenlerin alımı bir düzeye ulaştığında insan vücuduna geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini gösteren hiçbir veri yok, ama yine de umuyorum ki Bu, kurşun içeriğinin yetersiz denetimine sahip olan sektörün statükosunu kınamaktadır.
Tüketiciler olarak, rujun sadece kokusu, rengi ve parlaklığından hoşlanıyorsanız ya da bunaltıcı reklamların ilgisini çekiyorsanız, ürün güvenliğini göz ardı edeceğinizi ve 410 numara gibi ürünleri almaya devam edeceğinizi herkes anlamalıdır. Değişmeyecek. İster Kuğu Kuğu, ister "Çiçek Açan Gençlik" olsun, bu tür olaylar tekerrür edecektir.
Ayrıca bu tehlikenin "cinsiyet özelliği" taşıdığını da söylemeliyim. Pek çok ülkenin sağlık ve güvenlik düzenlemeleri, kozmetik ürünleri açıkça iki kategoriye ayırmaktadır. Bir ürün türü düşük denetime sahiptir ve çoğunlukla kadınlar için kullanılmaktadır. Kozmetikler ve saç boyaları dahil "güzellik" ürünleri, diğeri ise Şampuan, vücut yıkama ve parfüm kokusu dahil olmak üzere "yıkama ve bakım" ürünleri olarak adlandırılan ürün denetimi güçlüdür. Bu açıkça cinsiyetçi cümle, iş ve sosyal ortamların kadınların makyaj yapmasını gerektirdiği gerçeğini görmezden geliyor.
Bu nedenle, eski çağlardan beri sayısız erkeğin moda kurbanı olmasına rağmen, modern toplum söz konusu olduğunda, sosyal ve bilimsel araştırmanın odağı daha çok moda giymesi gereken gruplar, yani kadınlar üzerinde olmalıdır. Böylece bugüne kadar devam eden tehlikeyi görebilirsiniz.
Bu makale, orijinal metinden kısaltılmış ve revize edilmiş "Moda Mağdurları" ndan bir alıntıdır.Altyazı editöre eklenmiş olup orijinal metne ait değildir.Yayıncının yetkisi altında yayınlanmıştır.
Yazar Alison Matthews David
Alıntılar He Anan
Editör Li Yongbo
Düzeltme Wang Xin
