Son yüz yılda, insan faaliyetleri atmosfere sera gazları salmaya devam ederken, toplam küresel sera gazı konsantrasyonu hızla arttı ve bu, dünyanın ısınmaya devam etmesine neden oldu. Yeryüzünün ısınmasının sonuçlarından biri, dünyanın kuzey ve güney kutuplarında ve yüksek dağlarda ve platolarda sürekli olarak kar ve buzun erimesidir.
Örneğin, Proceedings of the National Academy of Sciences'da yayınlanan yakın tarihli bir araştırma, Antarktika'nın 1979'dan 1990'a kadar yılda ortalama 4 milyar ton buz kaybettiğini, ancak yıllık buz kaybının 2009'dan 2017'ye 25,2 milyar tona ulaştığını gösterdi. Buz hacmindeki yıllık düşüş altı kat arttı ve yeryüzündeki buz ve karın erimesi hızlanıyor.Bilim adamları ayrıca bu değişikliğin küresel deniz seviyesinin bu dönemde yarım inçten (1,2 cm) fazla yükselmesine neden olduğunu buldu.
Ama aslında, dünyadaki eriyen buz tabakasının küresel deniz seviyesinin daha hızlı yükselmesine neden olmasının yanı sıra yeni krizleri de gizleyebiliyor.Bilim adamları, buz tabakasının hızla erimesinin küresel deniz seviyesi artışından çok daha fazlasını üretebileceğini söylüyor. Sonuçlar, okyanus dolaşımını değiştirebilir, küresel sıcaklık modellerini değiştirebilir ve hatta dünya çapında aşırı hava olaylarının oluşumuna katkıda bulunabilir.
Yakın zamanda ünlü bilim dergisi "Nature" da yayınlanan bir çalışma, hızlanan küresel buz eritme durumu hakkında yeni bir uyarı veriyor: eriyen buzun küresel iklim sistemi üzerindeki etkisi, önceden düşünülenden çok daha karmaşık olabilir. Mevcut karbon emisyon durumuna göre, bu yüzyılın sonunda ısınma 4 santigrat dereceyi aşabilir ve bu da ana okyanus akıntılarının yavaşlamasına neden olabilir.
Bunun temel nedeni, ısınmanın daha fazla buz tabakasının erimesine neden olarak büyük miktarda tatlı suyun okyanusa girmesine izin vermesidir.Örneğin, Grönland'dan gelen büyük miktarda tatlı su, Atlantik Meridional Overturning Circulation (AMOC) okyanus akımı üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. AMOC, büyük bir konveyör bandına benzer ve sıcak sıcak suyun tropik bölgelerden Kuzey Kutbu'na taşınmasına yardımcı olabilir. Isının dünya çapında taşınmasındaki önemli rolü, aynı zamanda küresel hava modelleri üzerinde de önemli bir etkiye sahip olmasını sağlar - AMOC'nin akışı büyük ölçüde Batı Avrupa'daki ve diğer yerlerdeki ılıman iklimden kaynaklanmaktadır. Eriyen Grönland buz örtüsünden okyanusa tatlı su döküldüğünde, bu okyanus akıntısının yavaşlamasına neden olabilir. Bazı bilim adamları, bu sürecin çoktan başlamış olabileceğine inanıyor, bu da bazı önemli iklim süreçlerini yok edebilir ve küresel ölçekte büyük bir etkiye sahip olabilir.
Örneğin, ısı transferi yavaşladıkça, Kuzey Atlantik boyunca iklim modeli değişmeye başlayabilir. Dünyanın bazı bölgeleri soğuyabilir, bazıları ise daha hızlı ısınabilir ve sıcak hava dalgaları ve diğer şiddetli hava olayları daha sık meydana gelebilir. Örneğin, Grönland anakarası da dahil olmak üzere bazı bölgeler aslında bir soğutma etkisine sahip olabilir; Doğu Grönland'daki Arktik bölgesi ısınabilir. Aynı zamanda araştırmalar, Antarktika'dan eriyen buzun güney okyanusunun yapısını tahrip edebileceğini göstermiştir.Güney okyanusundaki değişiklikler, daha sıcak suyun Antarktika'nın kenarına girmesine neden olarak buz tabakasının daha hızlı erimesine neden olabilir.
Bu değişiklikler ayrıca başka bir sonuca da işaret ediyor - genel iklim sistemi daha dengesiz hale gelebilir veya aşırı hava olayları gibi dalgalanmalara yatkın hale gelebilir. Çalışma, her zamanki gibi işleyen iklim senaryoları altında bu değişikliklerin% 50 artabileceğine işaret etti.
Önceki bazı araştırmalar, gelecekte yüksek seviyeli ısınma altında Antarktika buzullarının belirli bir şekilde sürekli çökerek okyanusa büyük miktarlarda buz bırakabileceğini göstermiştir. Bu süreç gerçekten meydana gelirse, 2100 yılına kadar deniz seviyesinde 3 fitlik (yaklaşık 0,9 metre) bir yükselme meydana gelebilir. Bununla birlikte, Nature dergisinin bu yeni çalışması, Antarktika'daki bu tür gelecekteki istikrarsızlığın durum olmayabileceğine de işaret ediyor, bu da gelecekteki deniz seviyesindeki yükselmenin o kadar aşırı olmayabileceği anlamına geliyor.
Tabii ki, insanlık için, gelecekteki iklim değişikliğinin belirli yönleri şu anda tahmin edilenden daha şiddetli olabilir. Yani, buz tabakalarının erimesi hızlandıkça iklimin kaotik hale gelmesi daha olasıdır, ancak en endişe verici olanlardan bazıları Durum önceden tahmin edildiği kadar ciddi olmayabilir. Öyle olsa bile, kaotik iklim insan toplumuna çok fazla sorun getirebilir ve karbon emisyonlarını azaltmak ve küresel ısınmayı sınırlamak hala en önemli önceliklerdir.