Premier Lig'in bu turunda odak noktası Kuzey Londra'dan iki takım: Tottenham ve Arsenal.
Kuzey Londra'da çim için savaşan bu iki takım için her karşılaştıklarında ya sen ölürsün ya da ben yaşarım.
Oyun henüz başlamadı ve iki takım arasındaki saha dışı savaş başladı.
Maçtan önce Tottenham sonuç konusunda iyimserdi ve Arsenal'e yenildi.
Aslında, Wenger göreve başladığından beri Tottenham neredeyse Arsenal'in gölgesinde yaşadı.
Tottenham da bağışlanmadı.Tottenham, oyun başlamadan önce Arsenal'in gölgesindeydi, bu yüzden Tottenham'ın kaybetmesi alışılmadık bir durum değil.
Başından beri, Tottenhamın tavukları topun üzerinde durmaya çalışıyordu. Ama Arsenal ile ne zaman tanışsam, çoğu zaman bu tavuk mutsuz oluyor.
Hatta doğrudan işimi bırakmak istedim!
Bu sefer Spurs, iyi durumda olduklarını ve diğer tarafa bir ders verebileceklerini düşünerek Arsenal ile karşılaştı, ancak doğrudan havaya uçmayı beklemiyorlardı.
Noel de geliyor, bu sefer profesörde en azından tavuk eksikliği olmayacak.
Tottenham'ın kaybı da Pochettino'yu utandırdı, daha önce Mourinho'ya, bu sefer Wenger'e kaybetti.
Ligde mücadele etmek isteyen Tottenham için bu kabul edilemez.
Ancak Tottenhamın kaybı, kendi oyuncularının başarısız olmasına neden olan başkalarını suçlamak değil. Daha önce parçalanan Kane bile Koscielny'nin önünde kayboldu.
Maçtan sonra Ali ile kayıp bir kişi bildirimi göndermek zorunda kaldı.
Bu sefer Londra kırmızı, Tottenham'ın beyazı değil.
Wenger, maçtan sonra gazetecilere, cezanın Arsenal'in hoşgörülü öz disiplin ilkesi ve diğerlerine katı muamele ilkesi doğrultusunda nerede faydalı olduğunu bilmediğini söylese de, birçok taraftar, Wenger'ın lehine olduğuna inanıyordu. Ancak Arsenal taraftarları da kimsenin bu tür yiyeceklere hakem tarafından karar veremeyeceğine inanıyor.Çok kısa bir süre önce Manchester City'ye karşı oynadıklarında, Arsenal bir ofsayt vuruşuyla karşılaştı.
Her halükarda, Tottenham'ın çok geçmeden Şampiyonlar Ligi'nde Real Madrid'e karşı 3-1'lik galibiyeti olduğunu belirtmiyorum bile, kazanmak iyidir.