Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Kore arasındaki nükleer silahlardan arındırma müzakereleri herhangi bir ilerleme olmaksızın süresiz olarak devam ederse veya tamamen kötüleşirse, Moon Jae-in en büyük sorunları ve krizleriyle yüzleşecek.
İlk olarak Trump, geçen hafta Twitter'da beklenmedik bir şekilde Dışişleri Bakanı Pompeo'nun yarımada gezisinin iptal edildiğini duyurdu. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki pek çok kişi "patron" hareketine henüz tepki vermedi.Trump'ın yurtdışındaki önceki hamlelerine bakılırsa, bu gecikme Güney Kore ile müzakerelere bu yılki muameleyle aynı. Son altı ayda Amerika Birleşik Devletleri ile Kuzey Kore arasında yaşanan gelişmenin ardından, Pompeo son gelişme olarak Washington'u "tutmaya" devam ediyor. Bu, Trump'ın ikonik hareketi, tıpkı birkaç ay önce Singapur'daki röportajı aniden ertelediği zamanki gibi. Elbette, milyonlarca "hayranın" televizyon karşısında ihtiyaçlarını karşılamak için Trump hala röportajlar yapıyordu.
24 Ağustos'ta Washington, Trump ve eşi Melania Beyaz Saray'dan çıktı.
Trump, 24'ünde Dışişleri Bakanı Pompeo'dan önümüzdeki hafta yarımada ziyaretini ertelemesini istediğini iddia etti.
Moon Jae-in göreve geldikten sonra, en büyük düşüncelerinden biri Kuzey-Güney uzlaşmasını teşvik etmeye çalışmaktı. Ancak onu çaresiz kılan şey, Birleşik Devletler'in defalarca sözleşmeleri bozması, sözleşmeleri ertelemesi veya söz savaşlarını zorlaştırmasıdır. Trump ve Moon Jae-in, kamuoyunda "Kuzey-Güney birliğinin" önemini vurgulamış olsalar da, konumlarının ve hedeflerinin farklı olduğu açık. Kendisinden önceki Bush, Clinton ve Obama gibi Trump da tek bir şeyi önemsiyor: Yarımadanın nükleer silahlardan tamamen arındırılması. İster antlaşmalar imzalamak, ekonomik ilişkileri normalleştirmek, konsolosluk kurumlarını açmak ve askeri gücü azaltmak olsun, her şey bu hedefe ulaşmak için birer araçtır. Bu bakış açısından, Kuzey Yarımadası füze ve nükleer silah üretimini durdurmak istemiyorsa, ABD ile Yarımada arasındaki diyalog sadece zaman kaybıdır.
Ancak, Moon Jae-in'in yarımadanın nükleer silahlardan arındırılması için gösterdiği tüm çabalar nihai amaç değildi. Nükleer programı durdurmaya ikna etmek, programlarındaki bir görevdir ve nihai amacı, Kuzey-Güney uzlaşmasının tarihsel dönüşümünü ilerletmektir. Moon Jae-in, yalnızca nükleer silahlardan arındırma değil, tüm yarımada için daha iddialı bir plan oluşturdu. Moon Jae-in geçen hafta yaptığı kamuya yaptığı konuşmada, Kuzey-Güney ilişkisindeki ekonomik canlılığı ve karşılıklı faydayı vurguladı. Seoul, kuzey-güney sınırını geçen demiryolları ve otoyolları birbirine bağlayarak, her iki taraftaki yurttaşlar arasındaki ilişkinin daha yakın olacağını, iki taraf arasındaki ticaret ilişkisini geliştireceğini ve yarımadanın refahını artıracağını umuyor. Sanayi kompleksinin yeniden geliştirilmesini, Kumgang Dağı'nda sınır ötesi turizmin restorasyonunu ve sözde "Doğu Asya Enerji ve Ekonomik Topluluğu" nu değerlendirdi. Çin'in Kuzey Yarımadası ile işbirliğini ve alışverişi güçlendirmeye yönelik "öncü" stratejisini taklit etse bile, bu değişim Güney Kore'nin güney kıyısından Rusya'nın kuzeydeki doğu limanının güneyine kadar uzanıyor.
Bunlar Moon Jae-in'in her zaman başarmaya çalıştığı şeylerdir. Amerika Birleşik Devletleri ile yarımada arasındaki nükleer silahlardan arındırma tartışması sonuçsuz kalırsa ve hatta tamamen kötüleşirse, Moon Jae-in benzeri görülmemiş zorluklar ve sorunlarla karşılaşacaktır. ABD'nin yararına sıkı çalışmasından vazgeçecek mi? Yoksa Amerika Birleşik Devletleri'nin muhalefetine rağmen Kuzey Yarımadası ile işbirliğini ilerletmeye devam edecek mi? Biliyorsunuz, Birleşik Devletler yarımadanın nükleer silah programını bir gün için gerçekten durdurmadığını görmedikçe, başka koşullar bol olsa bile kabul etmeyecektir. Yani, bu aslında iki önemli konuyu içerir: Birincisi, Güney Kore inatla ABD-Güney Kore savunma ittifakının son derece kritik bir güvenlik koruması olduğuna inanıyor Bu gerçekten güvenilir mi? İkincisi, Moon Jae-in'in amacı "Kuzey-Güney yeniden birleşmesi" ni başarmak Bu çok fazla mı düşünüyor?
Amerika Birleşik Devletleri'nin karşı karşıya olduğu mevcut çıkmaz, gelecekte kaçınılmaz olarak büyük bir belirsizliğe yol açacaktır ve Moon Jae-in'in bir seçim yapması gerekir. Moon Jae-in'in bu iki konudaki düşüncesi ve seçiminin Çin üzerindeki etkisi bizim için ne olacak? Çin'in stratejik çıkarları açısından Çin nasıl davranmalı? Hepinizden duymak isterim.